Ender Küçük

Siyonizm

Ender Küçük

Gün geçmiyor ki Gazze'de ki katliam görüntüleriyle kahrolmayalım.

Siyonizm’in kıskacında insanlık bertaraf ediliyor ve ne yazık ki demokrasinin beşiği olarak bilinen Avrupalı devletlerin sesi bile çıkmıyor. Yalnız insanlığını kaybetmemiş Hristiyan ve Yahudi kardeşlerimiz her platformda tepkilerini göstermekten geri kalmıyorlar.
Eğer bu savaş biterse bunun en büyük sebebi Türkiye Cumhuriyeti ve Hristiyan/Yahudi insanlarımız göstermiş oldukları haklı tepkiler sonucu olacaktır.

Peki, İsrail terör devleti kim?

Kendi içinde bile paramparça bir halde olan, vatandaşları arasında hiç bir liyakatin olmadığı bir ülke.
Ekseri ülkenin en kıymetli yönetim kadrosunda Rusya ve Polonya 'dan gelen Yahudilerin olduğu , başka ülkelerden göç eden Yahudilere bile tahammül edilmediği bir ülke.

Buna en iyi örnek 1984 ve 1991 yılında Etiyopya 'da yaşanan iç karışıklık neticesinde İsrail'e getirilen siyahi Yahudileri(Faraşa) örnek verebiliriz.

Etiyopyalı Yahudiler takriben yüz yirmi bini bulan nüfuslarıyla bugün İsrail'de yaşamaktalar. Yalnız uluslararası medya kontrolü Yahudi Baronların tekelinde olduğu için ne zaman İsrail hükümetini protesto gösterileri olsa bu "Faraşa" dedikleri siyahi Yahudiler en ön sıralarda olduklarını ne yazık ki göremeyiz. Bildiğiniz üzere erkeklerin sünnet olayı Yahudilerde de vardır. Bizim Faraşalar Etiyopya 'dan geldiklerinde adamların sünnetini beğenmeyip, tekrar sünnet edecek kadar acımasız ve kendi ritüellerinden başka hiç bir şeye kıymet vermeyen tuhaf bir anlayıştır Siyonizm.

Mesela Faraşa'dan öyle kalifiye işlerde çalışan insan çıkmaz. Genellikle inşaat işlerinde ve askerlik hizmetlerinde kendilerini görürüz. Kendi kanından insanları bile ötekileştiren, küçümseyen, acımayan sözde devletin Gazze'de ki bebekleri öldürmesi tesadüf değildir.

Yine Hz. İsa'yı Yahudi olduğu halde çarmıha gerip öldüren kendileri değil midir?

Babiller ‘in yerle bir ettiği 1.Süleyman Tapınağı'na görme mesafesinde bile yaklaşmanın ölüm cezası ile cezalandırıldığı bir dönemde Hz. Ömer’in bu yasağı şartsız kaldırmasından alacakları bir insanlık dersi yok mudur?

Ya da Osmanlı Devleti'nin 1492 yılında Endülüs'te yaşanan soykırımdan kurtarmasının bir karşılığı yok mudur?

İkinci Dünya Savaşı'nda yaptığımız iyilikleri söylemeye bile gerek yok.
Tarihte Yahudileri kollayan tek din Müslüman âlemidir ama Siyonist emellerinden başka hiç bir şeyi kendilerine ilke edinememiş bu zavallılar Müslüman çocukları öldürmekten çekinmemişlerdir.
Siyonizm bu dünyanın başına örülmek istenen kirli bir çoraptır.
Biz şu an İsrail merkezli Siyonist zihniyetin varlığından haberdarız.
İlaç şirketleri, tohumculuk, temizlik ürünleri, Fed, IMF, virüs üreten laboratuvarlar, Genetik Bilimi, Haarp, Küresel Isınma, Medya, Sinema ve daha bilmediğimiz her taşın altından çıkan, kamufle olmuş bu Siyonist zihniyetten kimlerin haberi var?
Kendi nazarlarında, kendileri hariç olmak üzere hiç bir canlının kıymeti harbiyesi yoktur.
Görünmeyen Siyonizm'in savaşı yıllardır devam ediyor ve bizi yok ettiklerini anlamıyoruz bile.
Son yaşanan depremlerin arkasında bile bunların olduğu su götürmez bir gerçektir.

Genetiği değiştirilmiş tohumlar, bunları tüketen insanlığın yine bunların kontrollünde ki ilaç şirketlerine muhtaç olması hangi çaresiz cümlelerle anlatılabilir ki?

Amaçları şu!

Kudüs 'ü başkent yaparak, Mescidi Aksa'nın yerine 3.Süleyman Tapınak'ını yapmak.
Kendi kutsal emirlerine göre tapınak yapılmadan Mesih'in gelmesi imkânsızdır.
Mesih, Davut soyundan yine kendi topraklarında doğan birisi olacaktır. Hz. İsa bu kriterleri taşıyan, tartışılmaz en büyük adaydır.

Peki, ABD 'de ki Evangelistler bu işin neresinde?

Onlar da olaya şöyle bakıyor.
Evet, Mesih Hz. İsa’dır.
Hz İsa'nın gelebilmesi için 3. Süleyman Tapınak’ının yapılmasına ihtiyaç var. Bunu en iyi yapacak olan ülke ise hâlihazırda İsrail.
Zaten Hz. İsa Mesih olarak döndüğünde dünyada ki her din mensubu Hristiyan olup, kurtuluşa erecektir diye bir düşünceye sahipler.
Anlaşılan o ki, şimdiki dünya düzeninde birbirini gerçekte sevmeyen şirazesi bozulmuş aveneler, dünya insanlığına ayar vermeye her fırsatta devam edeceklerdir.

Bizlere düşen görev; onlar gibi olmamaktır.
Bizlere düşen mefkûre; içimizdeki Siyonizm'i öldürmektir.
Bizlere düşen samimiyet; içimizdeki bencilliği yok etmektir.
Bizlere düşen savaş; görünen ve görünmeyen Siyonizm ile mücadele etmektir.

Yazımı Nietzsche'nin "Böyle Buyurdu Zerdüşt" eserinde yayınlanan bir eseriyle noktalamak istiyorum.
Selam ve dua ile…

Ateş oldum yanıp tutuştum kendi düşüncelerimden. Niye bu katılık? Güvensizlik bu nefret… 
Dersini değiştirmeyen yılan, kafasını değiştirmeyen insan ölmeye mahkûmdur! 
Sadece bir aptal sürekli insanlara takılır. 
Bazı sırlar vardır, yalnız dostlara anlatılacak. 
Bazı sırlar vardır, dostlara bile anlatılmayacak. 
Bazı sırlar vardır kendimize bile anlatılmayacak. Neyse… 
Doğrular ve yanlışlar yoktur. 
Sadece yorumlar vardır.
Beni anlamıyorlar ben bu kulaklara göre ağız değilim…
Nietzsche
 

Yazarın Diğer Yazıları