Ender Küçük

Gazze…

Ender Küçük

Düşüncelerimde bir Kudüs hayali...

Gül bahçesi kalabalıklar arasında yusufçuk kuşları yükseliyor semaya. Abdestti taze adımlar yaklaşıyor Mescid -i Aksa kapısına.

Güneş, som mavi gökyüzünde ve bu kez terletmiyor.

Gül'ün yükselişleri, gül kokusu, gül tazeliği sarıyor etrafı; çocuklar beliriyor, ellerinde gül şurupları...

Sanki ölümün ve yıkımın uğramadığı kent havasını soluyor bütün Müslümanlar ve bütün Müslümanlar başlarını secdeye doğru eğiyor.

Düşüncelerimde kalıyor Gazze...

Bir bomba sesiyle irkiliyorum ve Emperyalist, Siyonist düşüncenin kucağında kalıveriyorum.

Hamas...

Hizbullah...

İran…

Mossad...

Diye sayıklayarak buluyorum kendimi.

Ortadoğu'da durup dururken İsrail 'in üç maymunu oynadığı savaş oyunları oynanıyor. Bir tatbikattan daha ucuz numaralar sahip.

Birileri Armegedon için kapı aralıyor.

Birileri onların tabiriyle "Tanrı'yı kıyamete zorluyor."

Konu Hamas olunca üst düzey yöneticilerden bazılarının İran ve Mossad ile beraber iş tuttuğu şüphesine sığınıyorum. Bundan yaklaşık bir yıl önce ülkemizde üniversite okuyan Filistin kökenli öğrencilere çeşitli vaatlerde bulunarak kendi halkını fişlemeye çalışan Mossad oluşumu MİT tarafından deşifre edilmişti.

Diyeceksiniz bunun Gazze saldırıları ile ne alakası olabilir?

Peki, Mossad'ın Hamas içerisinde söz sahibi örgüt üyelerini devşirmediği ne malum?

Düşünebiliyor musunuz? 

Uçan kuştan haberi olan, çeşitli ülkelerde  bile yaşayan  Filistinli vatandaşları takibe alan  Mossad’ın, takriben yüz bin civarında Gazze’ye sokulan füzelerden haberi olmasın. Şaka gibi!

11 Eylül gibi sinema senaryolarına taş çıkartan olaylara, Saddam’ın nükleer silahlarının aslında olmadığı gerçeğine, İŞİD palavralarına, Arap Bahar’ına, Muammer Kaddafi'nin kendi halkı tarafında linç edildiğine acı zulüm hepimiz şahit olduk.

Sizin getirdiğiniz düzen ancak kan ve göz yaşından beslenir.

Sizlerin getirdiği demokrasi; Sergey Lavrov'un dediği gibi "Kabala" mahsulü saçmalıklardan ibarettir.

Sizlerin kurduğu ekonomi; karşılıksız, mürekkep ve kâğıt parasına bastığınız dolardan başka bir şey değildir.

Sizlerin iklimi, sizlerin depremi, sizlerin ulusal devletleri yok etme mücadelesi, sizlerin tahıl krizi kendinizi her şeyden üstün tutmaktan, bitmeyen egolarınızdan başka bir şey değildir.

Artık son gelişmelerden sonra anlıyoruz ki bu sahte kahramanlar ve yerli işbirlikçi zihniyet Ortadoğu'da deşifre olmuşlardır.

Yakın hedefine İran’ı, uzak hedefine ise Türkiye'yi koyan bu katil zihniyetin bilmediği tek şey ateşi ellerinde tutuyor olmasıdır. Seçimleri kaybedeceği inancı gün geçtikçe belirginleşen BİDEN, aklınca dibi bulmuş Amerika siyasetinin önünü açmaya çalışıyor.

Bu siyasetin adı ne yazık ki savaştır, parçalanmış ülkelerdir, göçe ve ölüme sürüklenmiş Müslüman ahalidir.

ABD artık eski ABD olmaktan çok uzak bir ülke ve kendi yarattığı Çin Halk Cumhuriyeti'nin gerisinde kalmıştır ve kendi yok oluşuna ortak suçlular aramaktadır.

Hafta içi ABD Başkanı Joe Biden'ın Suriye kaynaklı "acil durum" uzatılmasına ilişkin kararında "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna askeri harekât için attığı adımların bölgedeki barış, istikrar ve güvenlik ile ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına alışılmadık ve bir tehdit oluşturmaya devam ettiğine " ilişkin yaklaşımı yıllardır bizim bildiğimiz gerçeklerin alenen ortaya çıktığının kanıtıdır. ABD tarihin hiç bir döneminde dost olmamıştır ve asla olmayacaktır.

ABD seçimlerinden sonra ister Demokratlar ister Cumhuriyetçiler gelsin bu düşmanlık asla bitmeyecektir.

Bunlar sadece kendilerine demokrat, kendilerine cumhuriyetçidirler.
 
Yazıma Enfal Suresi 30.Ayet ile son veriyorum.

"Kâfirler seni tutuklamak, öldürmek veya sürgün etmek için plan yapıyorlardı. Onlar plan yaparlarken, Allah da plan yapıyordu. Allah, plan yapanların en hayırlısıdır." 

Yazarın Diğer Yazıları