Adaletin sustuğu bir çağda, vicdanın sesi yeniden yükseliyor...
“Zulüm küreselleşti; şimdi sıra vicdanın küreselleşmesinde.”
Adaletin unutulduğu, çıkarın ve güç savaşlarının belirleyici hale geldiği bir çağda yaşıyoruz.
Hakikati savunanlar azınlığa düşerken, sessiz kalanlar çoğalıyor.
Zulüm artık yalnızca siyasi bir mesele değil; ahlaki, manevi ve insani bir çöküşün adı haline geldi.
Bir dönemin “vicdan kardeşliği”, yerini “menfaat kardeşliği”ne bıraktı.
İnsan ilişkileri çıkar üzerinden kuruluyor; ilkeler, değerler ve inançlar geri planda kalıyor.
Gücün yanında durmak, doğruluğun yerini almış durumda.
Sessizlik, bir tür korunma biçimi haline geldi.
Ama bu sessizlik, zulmü büyüten ve mazlumun sesini boğan sessizliktir.
Bugün Doğu Türkistan’da susturulan diller, Sudan’da açlıkla sınanan bedenler, Filistin ve Gazze’de bombalar altında direnen yürekler bize bir hakikati haykırıyor:
" Zulüm küresel, ama vicdan da öyle olmalı."
Bu çağda ayrışma kaçınılmazdır:
Kimileri sessizliği tercih eder, kimileri hakikatin sesini yükseltir.
Kimileri menfaatini korur, kimileri vicdanını…
Gerçek direniş artık silahla değil; ahlakla, inançla ve vicdanla olur.
Ve o direniş, insanın kendi iç dünyasında başlar.
Sözüyle, duruşuyla, susmamakla başlar.
Biz, bu çağda vicdan kardeşliğini seçenlerdeniz.
Filistin’deki bir çocuğun gözyaşı,
Sudan’daki bir annenin duası,
Doğu Türkistan’daki bir sessizlik kadar yakındır bize.
Çünkü biliyoruz ki, bir ses, bin sessizliği sarsabilir.
“Gerçek direniş, silahla değil; insanın vicdanında başlar.”
Zulmün karanlığına karşı bir mum yakmak, sessizliğe karşı bir ses olmak isteyen herkesi
Kahramanmaraş Nişantaşı Sitesi karşısında, her akşam saat 19.30’da yapılan Vicdan Buluşması’na davet ediyoruz.
Gel, sessizliğin değil; vicdanın safında dur.
