Kahramanmaraş ve çevre iller, son yıllarda yaşanan depremlerle sarsılmış bir bölge olarak hafızalara kazınmış durumda. Ancak, bu depremler sadece doğal afetin yarattığı tahribatı değil, aynı zamanda kaçak yapılaşmanın ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu da gözler önüne sermiştir. Şehirdeki kaçak yapılaşma, hem insan hayatını hem de çevreyi tehdit eden bir sorun haline gelmiştir. 6 Şubat 2023 tarihli depremler, bu gerçeği bir kez daha açıkça gözler önüne sermiştir. Ancak görünen o ki gerçeği görmek pek bir şeyi değiştirmemiş.
Kaçak yapılar, sadece ruhsatsız inşaatlarla sınırlı değildir. Çoğu zaman, yapıların sağlam olmayan malzemelerle ve uygun olmayan yöntemlerle inşa edilmesi, deprem gibi doğal afetlerde büyük riskler oluşturur. Deprem anında çökebilecek veya hasar görebilecek bu tür binalar, insan hayatını tehlikeye atar ve kurtarma çalışmalarını zorlaştırır. 6 Şubat’ta yaşadığımız bunu açıkça ortaya koydu aslında.
Kahramanmaraş ve çevre illerdeki kaçak yapılaşma sorunu her geçen günü büyürken bu sorun yalnızca yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda merkezi hükümetin ve toplumun da dikkat etmesi gereken bir konu. Denetimlerin sıkılaştırılması, ruhsatsız inşaatların tespit edilmesi ve gerektiğinde yıkılması veya düzeltilmesi için etkili bir adım atılmalıdır. Ancak, bu sadece bir başlangıçtır.
Öncelikle, yerel yönetimlerin denetim kapasitelerini artırmaları ve yasa dışı yapılaşmanın önlenmesi için daha etkin bir strateji geliştirmeleri gerekmektedir. Bu, insanların yaşam alanlarını güvende hissetmelerini sağlayacak ve şehrin dayanıklılığını artıracaktır. Ayrıca, yapı denetim kurumlarının ve uzmanların daha aktif bir rol alması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi de önemlidir.
Ancak, kaçak yapılaşmanın önlenmesi sadece denetimlerle değil, aynı zamanda toplumun katılımıyla da mümkün. Vatandaşların ruhsatlı ve güvenli inşaatlara teşvik edilmesi, kaçak yapılaşmanın azaltılmasında önemli bir adım olabilir. Eğitim kampanyaları ve bilgilendirme faaliyetleri, bu konuda farkındalık oluşturarak toplumun desteğini artırabilir.
Sonuç olarak, Kahramanmaraş'ta ve benzeri deprem riski taşıyan bölgelerde kaçak yapılaşmanın önlenmesi, hem yerel yönetimlerin hem de toplumun ortak sorumluluğudur. Denetimlerin sıkılaştırılması, bilinçlendirme faaliyetleri ve toplumun katılımıyla, şehirlerimizin daha güvenli ve dirençli olmasını sağlayabiliriz.
Unutmamalıyız ki, her bir güvenli yapı, bir deprem anında kurtarılan bir can demektir.
