Şule Kirişci

Konkordato dalgası büyüyor

Şule Kirişci

Ekonomik zorluklar karşısında şirketlerin başvurduğu yöntemlerden biri olan konkordato, son zamanlarda gündemin ana başlıklarından biri oldu. Her yeni günde orta ölçekli ve üzeri firmalardan konkordato ilanı haberleri geliyor.

Verilere göre bu yılın ilk beş ayında 2 binden fazla firma konkordato ilan etmiş durumda. Bu firmalardan bine yakını geçici mühlet, diğerleri kesin mühlet kararı almış.  

Türkiye’de konkordato başvurularında ilk artış 2018 yılındaki mali krizle başlamıştı. 2022 ve 2023 yıllarında sayılarda düşüş gözlemlenmiş fakat 2024 yılında yeniden artış sürecine girmiştir. Özellikle yüksek kredi faizleri, taşınmazların nakde çevrilememesi, artan işçilik maliyetleri, azalan karlılık, finansmana erişim sorunu şirketleri borçları ödeyemez duruma getiriyor. Sanayi sektörü, bu sorunların en sert hissedildiği alanlardan biri… Artan enerji, hammadde, işgücü maliyetlerindeki artış ve dövizdeki dalgalanma sanayi üreticilerinin yükünü ağırlaştırdı.

Bu dalgada büyük ölçekli şirketlerin konkordato ilan etmesiyle birlikte küçük ve orta ölçekli şiketlerde konkordato ilan etmek kaçınılmaz hale geliyor. Ana firmanın borçları askıya almasıyla birlikte başlayan süreç domino etkisiyle onunla iş yapan ve alacaklı olan diğer firmaları da aynı noktaya getirip likidite sorunlarına yol açmaktadır. İşin tehlikeli boyutu ana firma borçlarını askıya alırken küçük ölçekli şirketler iflasa doğru gidiyor.

Ayrıca konkordatoya başvuran şirketlere kredi verilmiyor. Dolayısıyla bu şirketlere mal satan firmalar içinde bankalar aynı riski taşıdıkları görüşüyle onlara da daha kısıtlı kredi veriliyor. 
 
Peki, Konkordato tam olarak nedir ve bir şirket için ne ifade ediyor?

Konkordato, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeler için önemli bir alternatif olarak görülür. Tanım olarak, borçlarını ödeyemeyen şirketlerin iflastan kurtulmak için alacaklılarıyla mahkeme gözetiminde yaptığı ödeme anlaşmadır. Şirketin borçlarının belli oranda veya belli vadelerle ödenmesi suretiyle borçlarından kurtulmasıdır. Şirket için geçici koruma denilebilir. Bu dönemde alacaklılar haciz işlemi yapamaz, krediler geri istenemez ve ipotekler satışa çıkarılamıyor.

Bir şirket konkordato ilan ederse, öncelikle şirketin mali durumu ve iflas riski araştırılıyor. Şirketin iflas riski olduğu tesbit edildiği takdirde, şirket için bir konkordato komiseri atanıyor. Atanan komiser şirketin mali durumunu ve iflas riskini dha zyrıntılı olarak inceleyerek, alacaklılara bir ödeme teklifi hazırlıyor. Hazırlanan teklif, alacaklıların çoğunluğu tarafından kabul edilir ve ticaret mahkemesi tarafından onaylanırsa, şirket bu plana göre borçlarını ödeyerek faaliyetlerine devam edebilir.

Süreç doğru stratejiyle yürütülen konkordato süreci, hem borçluya zaman kazandırır hem de alacaklıların elini tamamen boş dönmesine engel olur. Elbette konkordato her zaman başarıyla sonuçlanmaz. Plan gerçekçi değilse ya da şirketin mali yapısı düzelmeyecek kadar bozulmuşsa, süreç iflasla sonuçlanabilir.

Son söz, şirketlerden bazıları da kötü niyetli olarak konkordato sürecine başvurabiliyor. Birikmiş borcu olanlar, geçmiş borçlarını yıllarca ödemekten kaçınıp, bu sürede kendilerine yeni bir iş ortamı yaratmayı ve sıfırdan başka bir firma ile devam etmeyi hedeflemektedir.

Yazarın Diğer Yazıları