Dünyada bazı ülkeler vardır; bir kez gidersiniz, zihninizde ömür boyu yer eder. İşte o ülkelerden biri Singapur. Önceleri küçük bir balıkçı kasabası olan Singapur, günümüzde modern bir ülke konumunda… Singapur unutulmayacak bir anı. Benim içinde öyle oldu.
Güneydoğu Asya’nın kalbinde, yaklaşık 734,3 kilometrekarelik yüzölçümünü ve 6 milyonu aşan nüfusuyla planlama ve altyapı konusunda dünyaya örnek teşkil eden ve akıllı şehir konseptinin temsilcisi…
Şehri gezerken şehrin rastgele büyümemiş olduğunu görmek mümkün. Şehirde nüfus yoğunluğuna rağmen yaşam kalitesinin korunması esas alınmış. Yeşil alanlar, parklar, yürüyüş alanları ve ağaçlarla kaplı bulvarlar bulunuyor. Şehrin ana caddesinde “Orchard Road” yürürken kendinizi çiçek bahçesinde gezinirmiş gibi hissedersiniz. Kırmızı begonviller, orkideler ve diğer tropik çiçekler… Demem o ki doğa şehre entegre edilmiş durumda. Ulaşım noktasında toplu taşıma sistemi yaygın. Metro hatları gelişim bölgeleriyle uyumlu olarak planlanmış. Özel araçların şehir merkezine girmeleri için ücret ödemeleri gerekiyor. Ayrıca ehliyetinizin 2 yıllık periyotlar halinde tekrar sınavlara girip yenilenmesi gerekiyor.
Ekonomik anlamda Singapur, ticaret odaklı bir ekonomiye sahip küçük fakat zengin bir şehir devletidir. Asya Pasifik bölgesi için önde gelen bir finans, nakliye ve ticaret merkezidir. Limanı çok büyük ve dünyanın en işlek limanlarından biri, girişinde ağzından sular fışkıran büyükçe bir deniz aslanı heykeli yükseliyor. Bu heykel şehrin adını simgeliyor.
Changi Havalimanı ise seyahat deneyiminizi bir üst seviyeye taşıyan bir cazibe merkezi durumundadır. İstanbul’dan yaklaşık 12 saat süren direkt bir uçuşun ardından sizi karşılayan ortam sıradan bir havalimanı değil, adeta bir doğa harikası ve on yılı aşkın süredir üst üste dünyanın en iyi havalimanı seçilen bir yaşam alanı. İçinde tam 500 binden fazla bitki bulunan, devasa bir tropikal bahçeyle çevrili terminal alanları sizi çevreler. Kompleksin içinde yer alan ve 40 metre yüksekliğiyle dünyanın en büyük kapalı şelalesi etkileyici bir görsel şölen sunuyor. Kafanızı kaldırıp yukarı doğru baktığınızda sanki gök delinmiş aşağı akıyor düşüncesine kapılıyor insan. Hatırladığım kadarıyla Terminal 3’te olsa gerek, 12 metre yüksekliğinde bir kaydırak var. Yolcular, ücretsiz kayabiliyor. Dev akvaryum ise içinde barındırdığı binlerce balık türüyle su altı dünyasını terminal içine taşıyor.
Malay dilinden sakinlik ve sükunet anlamına gelen Sentosa, merkeze uzak kendi içinde bir adacık. Ada tema parklardan ve otellerden oluşuyor. Universal Studios, su altı parkları, alış veriş merkezleri gibi birçok eğlence mekanı burada bulunuyor.
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan National Orchid Garden, adeta gerçek dünyadan kopup bambaşka bir evrene adım atmışsınız hissi uyandırıyor. Burada, on binlerce türden oluşan dünyanın en büyük tropikal orkide koleksiyonu sergileniyor. Her adımda göz alıcı bir renkle, her köşede benzersiz bir türle karşılaşıyor; hangisine bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Bahçenin en dikkat çekici yönlerinden biri de, dünyaca ünlü isimler için özel olarak geliştirilen orkide türleri. 2017 yılında dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın adı da bu özel orkide koleksiyonunda yerini almıştı.
Marina Bay Singapur’un en önemli ve gösterişli bölgelerinden biri. İhtişamlı gökdelenlere, otellere ve köprülere ev sahipliği yapıyor. Hemen yakınında ise Gardens by the Bay, doğa ile mimarinin büyüleyici uyumunu gözler önüne seriyor. Bir adımda kendinizi tropikal bir ormanda bulabilirsiniz. Buradaki çiçek kubbesinde nadiren rastlanan bitkilerin aralarında olduğu yüzlerce türden bitkiyi ve Bulut Ormanı’nda kapalı alanda bulunan en büyük şelale görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Çiçek bahçesinde 1000 yıllık zeytin ağaçları da var. Dev boyutlu yapay ağaçları renklendiren ışık görüntüleri muhteşem… Bunlardan 22 metre olanların aralarına kurulmuş köprülerin arasında yürümek de oldukça keyifli.
Şehri simgeleyen heykelin hemen karşısında üç büyük gökdelen üzerine duran bir gemi görünümündeki Marina Bay Sands oteli bulunuyor. Özellikle akşam saatlerinde otelin 57. Katındaki seyir terasından Singapur manzarası görülmeye değer…
Bu küçük ülkede dünyanın birçok mutfağına rastlayabilirsiniz. Ağırlıklı Çin olmak üzere Malay ve Hint kökenliler nüfusun büyük bölümünü oluşturuyor. Buna paralel bu etnik grupların mutfakları ağırlığı oluşturuyor. Halkın dışarda yeme alışkanlığı oldukça yüksek. Sokak lezzetlerinin satıldığı yemek pazarlarında seçenekler çeşitli… Buna Singapur’da Hawker Kültürü-açık hava yemek merkezleri- deniliyor.
Singapur kurallar şehri olmasıyla biliniyor. Yollar çok temiz. Yerlere çöp atmanın, hele ki sakız atmanın cezası yüksek mesela… Dünyanın altıncı mavi bölgesi olarak adlandırılıyor.
Geleceğin şehirlerini hayal ederken Singapur bir model olabilir mi?
Bu arada! bugünlerde Singapur’un adına küresel servet sahipleri için güvenli liman olarak sıklıkla rastlıyoruz.
Peki Singapur’un ticareti hangi noktada? Bir sonraki yazıda görüşmek üzere inşallah…