Ender Küçük

Kitap Fuarının ardından

Ender Küçük

10. Kitap fuarımız dün itibariyle bitti. Daha dün gibi hatırlıyorum 1.Kitap fuarlarının düzenlendiği yılı.

Ardından Yedi Güzel Adam dizinin bu şehre kattığı anlamı anımsıyorum.

Keşke fuarlar gibi devamı gelseydi dizinin deyip, fuarda yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yazarların, kitapların okuyucuyla buluştuğu ve yayınevlerinin gelecek fuarı heyecanla bekledi nadir fuarlardandır Kahramanmaraş'ta düzenlenen kitap fuarı.

Kendine özgü bir havası, bir özgünlüğü vardır.

Okuduğunuz üzere önceki yazım Dulkadiroğlu Fatih İlkokulu'nun çıkardığı Fatih'in Çocukları adlı eserin tanıtımıyla alakalıydı.

Fuarın ilk pazar günü yaklaşık altmış küçük yazar stantta yerlerini aldılar.

Akrabalar, öğretmenler, anne ve babalar küçük yazarları yalnız bırakmadılar. Dile kolay Türkiye genelinde emek verilerek yayınlanmıştı çocukların kitabı.

Hiç kuşkusuz en büyük desteği Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel verdi. Bu süreçte hep yanımızda oldu kendisi.

İmza gününde yazarlarımızın yanına gelerek eserlerini inceleyen ve çocuklarımızın görüşlerini dinleyen Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Sayın Metehan Mansur Bey ve AK parti Dulkadiroğlu Gençlik Kolları Başkanı Yunus Emre Güneş Bey'in alakaları ve verdikleri destek takdire şayandı.

Yine şehrimizin kanalı Aksu TV, Anadolu Ajansı ve yerel kanallara teşekkürü borç biliyoruz.

Yazımdaki fotoğrafa bakınca eksik bir şeyler olduğu göze çarpıyor değil mi? .

Ne yazık ki fotoğrafta o kadar noksanlık vardı ki, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin böyle bir etkinlikten haberi olsa o küçük yazarların alınlarından öper, bırakın fotoğrafı; fotoğraf makinesini eline alır, en güzel fotoğraflar için poz vermemizi isterdi.

Hani çoğumuz biliriz Maarif modeliyle birlikte eğitim- öğretim sürecinin dört duvar arasında sadece okullardan ibaret olmadığını.

Demek ki bilmelerimiz çok noksanmış.

Bazı önemli şeyler bilgisayara harici bellek takıp, oradan slaytlar izlemekle olmuyor.

Daha ne yapalım Maarif Modeli için?

Yine de fuardan mutlu bir şekilde ayrıldık. Bu şehir her şeyin güzeline ve özeline layık.

……………………………………………………………………………………………………………………………….

“Kaçağım!"
"Tutarsızım!"
"Yazarım!"
"Kaybetmekten korkmayan tarafımın yanındayım."

Ne vardı sanki çocukluğuma dönebilseydim. Bana soğuk davranan, bu şehrin güneşli günlerini tekrar ve tekrar yaşayabilseydim.

Gençliğimiz, şiirlerimiz, sabahladığımız gecelerimiz....

Allah aşkına ne oldu o günlere? O şehir,  şimdi iki başlı ejderha gibi üzerime üzerime geliyor. Durduğu yer yangın yeri. Alevler,  tutuşturuyor yazdığım şiirleri. Okuduğum kitabın kahramanları korkudan bir bir kaçıyorlar. Sahi ne oldu gençliğimize? Herkesin birbirini tanıdığı o güzelim günlere.

Şimdi iki başlı ejderha kafasını uzatıp :‘Sigaramı yakar mısın abi ?’ dese

Ne ejderhaya, ne ejderhanın sigara içmesine, ne de bana ‘abi’  diye hitap etmesine şaşırmam.

Galiba sonbaharın kasvetli havasına yenildim ve henüz şiir yazılmamış beyaz kâğıdımı sallayarak sonbaharın huzurunda eğiliyorum.

Selam ve dua ile…

 

Yazarın Diğer Yazıları