• Haberler
  • Diğer
  • Gazze'deki soykırıma sessiz kalanlar, İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor

Gazze'deki soykırıma sessiz kalanlar, İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 2025'in açılışında yaptığı konuşmada, 'Avrupa'daki Holokost sürecinde dahi Gazze'deki kadar insanlık dışı görüntüler ortaya çıkmadı. Her gün onlarca masumun bir lokma ekmek, bir yudum su bulamadığı için can verdiği bir acımasızlığı, zerre kadar insanlık onuru taşıyan hiç kimse kabul edemez, buna sessiz kalamaz, bu cinnet hâline rıza gösteremez. Her kim Gazze'deki soykırıma sessiz kalıyorsa, İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor demektir' dedi.

Kahramanmaraş, 22 Temmuz 2025-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında IDEF 2025'in açılışında bulunmaktan büyük memnuniyet ve heyecan duyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel bir marka hâline gelen IDEF'i başarıyla organize eden Millî Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfını tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma alanı başta olmak üzere, IDEF 2025'in sektör ve firmalar arasındaki ilişkilere önemli katkılar yapmasını, yeni işbirliklerine kapı aralamasını, dostluk ve kardeşliği güçlendirmesini temenni etti. Bir hususun altını çizerek ifade etmek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güç dengelerinin yeniden belirlendiği, küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği, uluslararası rekabetin giderek kızıştığı bir süreçten geçiyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin gerek coğrafi konumu, gerekse tarihî, beşeri, kültürel bağları itibariyle bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de 22 aydır katmerlenerek devam eden soykırımın, İsrail'in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırılarının, Rusya ile Ukrayna arasında 3,5 yılı geride bırakan savaşın Güney Asya'dan Kuzey Afrika'ya, Balkanlar'dan Güney Kafkasya'ya kadar geniş bir bölgede nükseden sıcak gerilimlerin tamamını bir şekilde bizi ilgilendirmekte, tedbir almamızı, müdahil olmamızı gerektirmektedir. Etrafımız ateş çemberiyle kuşatılmış derken bunu hamaset olsun diye söylemiyoruz. Aksine her gün yaşadığımız bir gerçeği ifade ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Gelin bu zulme, bu vahşete 'artık yeter' diyelim

"O masum bebeklerin kopmuş kafalarını, o çocukların kopmuş ellerini, bacaklarını, affedersiniz köpeklerin açlıktan yemeye başladığı gömülmemiş cesetleri, o açlığı, o feryadı, annelerin yüreklerimizi yakan o çığlıklarını hiçbirimiz unutamayız, hiçbirimiz unutmayacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde tüm uluslararası toplumu, insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum. Gelin bu caniliğe hep birlikte tepki verelim. Gelin bu zulme, bu vahşete 'Artık yeter' diyelim. Gelin gözünü iktidar hırsı bürümüş bir avuç insanlık düşmanının insanlığın adını daha fazla lekelemesine müsaade etmeyelim. Diğer türlü bu kan lekesi sadece Netanyahu'nun ve cinayet şebekesinin eline değil, Gazze'deki soykırıma susan, tepkisiz kalan herkesin eline, alnına, şayet kaldıysa vicdanına bulaşacaktır. Türkiye olarak en başından beri adil ve sürdürülebilir bir dünya nizamı için, dostlarımızla birlikte her platformda gayret sarf ediyoruz. Küresel barış ve güvenliğin tesisi için her türlü adımı atarken daha fazla trajedinin yaşanmaması için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bu süreçte şu ilkeyi kendimize rehber edindik, 'Bin akçalık sulh, bir akçalık nizadan iyidir.' Barış diploması adına ne yapıyorsak bu hikmetli sözün ışığında yapıyoruz. Yine bu süreçte hiçbir zaman unutmadığımız o başka prensibimiz şudur, 'Hazır ol cenge eğer istersen sulh-u salah.' Yani eğer barış, huzur, güvenlik, dirlik ve refah istiyorsan caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak zorundasın. Eğer kendi vatanında onurunla, şerefinle, başın dik, alnın ak yaşamak istiyorsan savunma yeteneklerini güçlendirmek mecburiyetindesin. Şüphesiz bunun yolu da yerli ve millî savunma sanayisinden geçiyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yakın tarihinde savunma alanında ciddi sınamalarla karşılaşmış bir ülke olduğunu belirtti.

Hava savunma kapasitemizi güçlendirme arayışlarımızda karşımızda hep kapı duvar bulduk

Dışa bağımlı olmanın sonuçlarını pek çok kez tecrübe ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1960'lı yıllarda Kıbrıs hadiselerinde ve 1990'lı yıllarda terörle mücadelede maalesef dost ve müttefiklik bu ülkelerden yeterli desteği alamadık. Kıbrıs Türk'ünün hak ve hukukunu korumak amacıyla gerçekleştirdiğimiz 1974 Barış Harekâtı sonrasında ambargolar adeta zirveye çıktı. Bakım için gönderdiğimiz uçaklar alıkonuldu, hatta bunun için ülkemize hangarda saklama borcu çıkartıldı. Telsiz gibi en temel iletişim araçları dahi bir süre ülkemize verilmedi. Esad rejimiyle yaşadığımız gerilimde yine aynı ahde vefasızlığı gördük. Hava savunma kapasitemizi güçlendirme arayışlarımızda karşımızda hep kapı duvar bulduk. Öyle ki hava sahamızın sürekli ihlal edildiği günlerde yangından mal kaçırırcasına, hava savunma sistemleri ülkemizden sökülüp götürüldü" diye konuştu.

Libya'dan Karabağ'daki işgalin sonlandırılmasına kadar pek çok yerde benzer uygulamaların devam ettirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ataların "Kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış" sözünü hatırlatarak, Türkiye'yi de dost ve müttefiklerin savunma sanayinde mal sahibi yaptığını söyledi.

Savunma sanayii şirketlerinin geçen yıl 180 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir başarıya imza attığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu rakamda dikkat çekicidir. 2024 yılında savunma ve havacılık alanındaki ihracatımız NATO ve hizmet ihracatları da dâhil olmak üzere yüzde 29'luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırmıştır. Böylece 2024 hedefimiz olan 6,5 milyar doların yüzde 11 üzerine çıktık. 2025 Haziran ayı ihracatımız bir önceki yıla oranla yüzde 10,4 artarak 623 milyon dolara ulaştı. Son 12 aydaki ihracatımız ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 23,1 düzeyinde artışla 7,5 milyar dolar seviyesini gördü. Lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik, kuantum teknolojisi ve yapay zekâ gibi alanlarda izleyeceğimiz doğru stratejilerle yakın gelecekte rekabet gücümüzü inşallah daha da artıracağız" şeklinde konuştu.

Çok daha büyük ve güçlü bir Türkiye'yi inşa etmek için mücadele edeceğiz

Onay ve talimatını bizzat kendisinin verdiği millî yetkinlik hamlesiyle savunma sanayii ekosistemi içerisinde sistematik bir yapı oluşturmayı hedeflediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu alandaki çalışmalarımızla savunma ve güvenlik yatırımlarımızla dosta güven, düşmana korku veren çok daha büyük ve güçlü bir Türkiye'yi inşa etmek için mücadele edeceğiz. Birlikte çalışacağız, birlikte üreteceğiz, geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Rabbim hepimizin yar ve yardımcımız olsun diyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nın ülkeler, sektörler ve firmalar için hayırlar getirmesini dileyerek, fuara teşrif eden dostları ile kardeşlerine teşekkür etti.

 

Bakmadan Geçme

Gazetecin - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!