Terörsüz Türkiye çalışmalarında şehitlerimizin hatırasına gölge düşürecek bir adım yoktur
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 'Terörsüz Türkiye ardından terörsüz bölge hedefine ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, onların fedakârlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz. Daha önce de pek çok kez ifade ettim Terörsüz Türkiye çalışmalarının hiçbir yerinde şehitlerimizin hatıralarına gölge düşürecek, onların ruhunu incitecek bir adım yoktur ve olamaz' dedi.
Kahramanmaraş, 09 Temmuz 2025-
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı'na katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde hadsiz ve seviyesiz saldırıların muhatabı olan AK Gençliği ve heyecanlarında, coşkularında, duruşlarında ülkenin aydınlık yarınlarını gördüğü gençleri selamlayarak başladı.
Grup toplantısını Pençe-Kilit Harekt Bölgesinde şehit olan 12 kahraman askerin derin üzüntüsü içinde gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Temmuz Pazar günü, 3 yıl önce şehit düşen Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un naaşını bulmak için yürütülen arama-tarama faaliyetinde, mağarada biriken yoğun metan gazına maruz kalan 19 kahraman askerden 12'sinin maalesef şehit olduğunu anımsattı.
Şehitlerimiz yalnızca cesaretleriyle değil, faziletleriyle de temayüz etmişlerdi
Şehit Mehmetçikleri rahmetle ve minnetle yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üsteğmen Ege Akar'a, Teğmen Furkan Sert'e, Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan'a, Astsubay Kıdemli Çavuş Fikret Mangura'ya, Uzman Çavuş Ümit Üzüm'e, Uzman Çavuş Enver Yaman'a, Uzman Çavuş Kani Obi'ye, Sözleşmeli Er Özkan Özkanlı'ya, Sözleşmeli Er Mahsun Yeşildemir'e, Sözleşmeli Er Ahmet Kuşak'a, Sözleşmeli Er Celalettin Uyanık'a, Sözleşmeli Er Ahmet Gültekin'e, Cenabıallah'tan sonsuz rahmet niyaz etti.
Rahmetli Abdürrahim Karakoç'un bir şiirinde, 'Ardıçlı dağlardan sökerken şafak, nasıl ki dalından düşer bir yaprak, senin de son göçün öyle olacak, ölürsen kimseler duymaz Mehmed'im' dizelerine yer verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dalından düşen bir yaprak misali toprağa düşen o yiğitlerin hatıralarını daima yaşatacaklarını, kahramanlık hikayelerinin dilden dile, nesilden nesle aktarılmasını sağlayacaklarını ifade etti.
Önce terörsüz Türkiye ardından terörsüz bölge hedefimize ulaşacağız
Şehit askerlerin yakınlarına, silah arkadaşlarına, aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tedavileri devam eden askerlere Allah'tan acil şifalar diledi.
Bu vesileyle, vatanı uğrunda canlarını feda etmiş tüm şehitleri rahmetle anan, gazilere şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu cennet vatanın, bu şanlı bayrağın bize kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olduğunu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. İnşallah önce Terörsüz Türkiye ardından Terörsüz Bölge hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, onların fedakarlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz. Daha önce de pek çok kez ifade ettim. Terörsüz Türkiye çalışmalarının hiçbir yerinde şehitlerimizin hatırasına gölge düşürecek, onların ruhunu incitecek bir adım yoktur ve olamaz. Şehitlerimizin uğruna can verdiği değerlerin rehberliğinde, Türkiye'yi inşallah yarım asırlık bir musibetten kurtarıyor, ülkemizin ayağına vurulmuş bu kanlı prangayı tamamen söküp atıyoruz. Şehitlerimizin fedakarlıklarıyla yazılan kardeşlik destanımızı çok daha güçlü, çok daha muhkem bir şekilde geleceğe taşıyoruz.'
Orman yangınları
'Muhalefetin hezeyanlarına, tahriklerine ve artık darbe çığırtkanlığına varan sorumsuz söylemlerine geçmeden evvel son grup toplantısından bu yana ülke gündemini meşgul eden iki konuya kısaca değinmek istiyorum' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son haftalarda herkesi yaralayan çok sayıda orman yangınının meydana geldiğini hatırlattı.
Bu yıl 1387'si ormanlık alanda, 1895'i orman dışı alanlarda olmak üzere toplam 3 bin 282 yangının farklı şehirleri etkisi altına aldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: 'Yangınlara ilk andan itibaren 27 uçak, 105 helikopter, 6 bin kara aracı, 25 bin personelle müdahale ettik. Hava araçlarımız yaz başından bu yana 19 bin 880 sorti yaptı, 65 bin 300 ton su attı. Bu yangınların 864'ü ise 26 Haziran'dan sonra yaşandı. Yani, yıl başından itibaren çıkan yangınların dörtte biri sadece son 13 günde vuku buldu. Yangınların tamamını hamdolsun kontrol altına aldık. Son iki haftada İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa'da ciddi boyutlara ulaşan 20 büyük yangına karşı amansız bir mücadele verdik. Bu vesileyle, orman yangınlarının bertaraf edilmesinde canları pahasına görev yapan tüm personelimize buradan teşekkür ediyorum. İzmir Ödemiş'teki yangına müdahale ederken şehit olan orman işçilerimiz İbrahim Demir ve Ragıp Şahin'e, Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum.'
İklim kanunu, tamamen yerli ve millî bir kanundur
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ısınma ve iklim krizinin yol açtığı sorunları Avrupa'dan Amerika'ya herkesin yaşadığını belirtti.
Avrupa ülkelerinin, Türkiye gibi ciddi orman yangınlarıyla mücadele ettiğini, Amerika'nın Teksas eyaletinin son yılların en büyük sel felaketiyle boğuştuğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz Kuşağında yer alan Türkiye'nin, iklim krizini çok daha şiddetli bir şekilde hissettiğini vurguladı.
CHP'nin hazımsızlığının kökleri 14 Mayıs 1950'ye kadar uzanıyor
Türk siyaseti tarihinin, en tuhaf, en hayret verici, en ibretlik dönemlerinden birini yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok partili hayata geçildiği yıldan itibaren siyasette renkli simaların, akıl sınırlarını zorlayan hadiselerin hep yaşandığını ama hiçbirinin bu dönemdekilerle mukayese edilemeyeceğini dile getirdi.
Bu tablonun başını, her zaman olduğu gibi, CHP'nin çektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Peki mesele ne? Aslında CHP'nin hazımsızlığının kökleri 14 Mayıs 1950'ye kadar uzanıyor' ifadesini kullandı.
CHP ve devamındaki zihniyetin, milletin, iradesine sahip çıkarak Demokrat Parti ve Adnan Menderes'i iktidara getirmesini asla kabullenemediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Siz bakmayın bunların demokrasi, özgürlük, hak, hukuk laflarını ağızlarından düşürmediklerine' sözlerini sarf etti.
Güya anketlere göre tarih yazacaklardı ama tarih olup gittiler
'Bunlara yabancı değiliz, iyi tanırız bunları' ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda seçim yarışlarını ittifak çatıları altında da yürüttüklerini hatırlatarak, şu görüşleri paylaştı: 'Peki sonuç ne oldu? Bila istisna bu seçimlerin tamamında, kendi arkadaşlarının ifadesiyle AK Parti ve Cumhur İttifakı 'CHP'yi yendi de yendi, yendi de yendi'. Hatta geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde 'Altılı Masa' diyerek güya tüm muhalefeti bir araya getirdiler. Ne oldu? Yine yenildiler. Sadece 'Yüzde 60'la kesin geliyor' dedikleri Bay Kemal'i değil yanında yöresinde kim varsa hepsini birden sandığa gömdük. Daha seçim kazanmadan 'Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım' diyerek Bay Kemal'e şirinlik yapan sağlı, sollu kapı kullarını da hezimete uğrattık. Milletten sandıkta öyle bir şamar yediler ki bir daha kendilerini toparlayamadılar. Güya anketlere göre tarih yazacaklardı ama tarih olup gittiler. Konuşmalarında tutarlılık desen, yok.'
Ahtapotun farklı il ve ilçelerdeki kolları birer birer deşifre olmaya başladı
'Şikyet edenlerin, şikyet edilenlerin, rüşvet alanların, şehirleri adeta haraca bağlayanların, insanları zor duruma düşürüp soyanların hepsi CHP'li' ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İstanbul'dan başlayan bu hırsızlık, haraç, rüşvet düzeni, dalga dalga pek çok ile, ilçeye uzandı. Yani ahtapotun farklı il ve ilçelerdeki kolları birer birer deşifre olmaya başladı. Diğer şehirlerde de manzara aynı. Orada da şikyet edenlerin ve edilenlerin cem-i cümlesi CHP'li' diye konuştu.
Gazetelere ve televizyonlara yansıyan haberleri işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'TOKİ ile yarışacak vizyon proje' olarak lanse edilen İzmir'deki kooperatif skandalında, faillerin de mağdurların da feryatlarını CHP Genel Merkezine duyuramadıkları için gidip haklarını mahkemelerde arayanların da CHP'lilerden oluştuğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'İşin daha vahim tarafı, skandal henüz inşaat aşamasındayken, demirden çaldıkları için patlak veriyor. Şurası da son derece önemli; söz konusu kooperatif, CHP yönetiminin 'bu modeli Türkiye'nin her iline yayacağız' diyerek örnek gösterdikleri bir proje. Hani derler ya 'güler misin, ağlar mısın.' Bunlarınki tam o hesap. 100 yıllık halk partisi, olmuş haraç partisi. Neticede, yüzlerce mağdur son çare olarak gidiyor yargıya başvuruyor. Yargının tek yaptığı, önüne gelen bu şikayetlerin gereğini yerine getirmekten ibaret. Yani ortada siyasi değil, tamamen hukuki bir süreç var. Ve bu sürecin hiçbir tarafında hamdolsun biz yokuz. Ancak CHP muvazeneyi öylesine kaybetmiş durumda ki, rüşvet alınırken suçüstü yapılan, baklava kutularından Euro'ların fışkırdığı bir cürmümeşhut olayını dahi, utanmadan bize mal etmeye kalkıyor.'
Ne hak yedik ne de hakkımızın yenilmesine müsaade ettik
'Bu tür yalan, iftira, husumet üzerine kurulu saldırılarla ilk defa karşılaşmadıklarını' dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk gençlik yıllarından itibaren bu zihniyetle ve arkasındaki güçlerle mücadele ede ede bugünlere geldiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bize saldıranların hiçbiri siyaset sahnesinde tutunamadı; başka türlü söyleyince beyler alınıyorlar, 'mecazen' diyerek onları rahatlatalım, telef olup gittiler. Ama biz ülkeye ve millete hizmet davamızın peşinde, Allah'ın yardımı, aziz milletimizin desteğiyle sarsılmadan mücadeleye devam ediyoruz. Bizi engellemek için kumpastan darbeye, şantajdan tehdide, ekonomik tuzaktan sokak terörüne kadar her yolu denediler. Aldıkları sınırsız uluslararası desteğe rağmen başaramadılar' diye konuştu.
Cezaevlerinden meclise tünel kazma işi, siyasetin işi değildir
'Son dönemde çıkardıkları gürültünün satır aralarına baktığımızda yine aynı aklı, aynı yöntemleri, aynı siluetleri görüyoruz' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Öyle ki, Batılı ülke ve kurumlara, 'Türkiye'ye niçin müdahale etmiyorsunuz, eskiden yapardınız' diyecek kadar alçalabildiklerine şahit olduk. Yabancı medya kuruluşlarına, siyaset odaklarına yaptıkları şikayetlerle ülkelerine nasıl ihanet ettiklerini en iyi sizler biliyorsunuz. Velhasıl, 1950'den beri hep yaptıkları gibi iktidarı yine karanlık mahfillerin, dış güçlerin, anti-demokratik şebekelerin desteğinde arıyorlar' sözlerini sarf etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in erken seçim çağrısına da işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: 'Dikkatimi çekti, CHP'nin başındaki zat bir süredir 'sandık da sandık' deyip duruyor. Bu ülkede, CHP'nin demokrasiye sapladığı hançerler dışında, sandık daima milletin ve siyasetçinin baş tacı olmuştur. Oysa şunu kendisine bir kere daha hatırlatıyorum; Anayasa ve Seçim Kanunu değişmediğine göre, Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimi 2028 yılında, Mahalli İdareler Seçimleri 2029 yılında yapılacak bay Özgür. Takvimde parmağını rastgele bir pazar gününe bastırıp, 'şu tarihte seçim yapılsın' demek sizin kendi hayaliniz olabilir, ama siyasetin ve milletin böyle bir gündemi yok. Millet en son seçimde bize yüzde 52,18 ile ülkeyi 5 yıl yönetme görevi verdi; Allah'ın izniyle bu süreyi sonuna kadar kullanacağız. Dolayısıyla bu zatın şu anda hangi sandıktan, hangi seçimden bahsettiğini bilmiyoruz. Bunlar sandığı, kendi iç mücadelelerinde sergiledikleri tiyatronun bir aksesuarı sanıyorlar. Hlbuki unutma sandık, namustur. Cumhuriyet de bir kurallar ve kurumlar rejimidir. Şayet Cumhuriyeti ve demokrasiyi, hukuk önünde hesap veren hırsızlarınızı milletvekili yapıp yargıdan kaçırma projesine dönüştürmek istiyorsanız, hiç kusura bakmayın, millet buna müsaade etmez. Cezaevlerinden meclise tünel kazma işi, siyasetin işi değildir.'
Bizim için her zaman öncelikli olan fakir fukaranın hakkının olduğu beytülmalin korunmasıdır
Terör gibi, deprem gibi ağır maliyeti olan pek çok hadiseyi de yaşadıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerin maliyetinin 100 milyar doların üzerinde olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bu vesileyle şöyle basit bir hesabı da dikkatlerinize getirmek istiyorum: İstanbul merkezli başlayan ve zamanla genişleyen hırsızlık, haraç, rüşvet çarkının mali büyüklüğünün on milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor. CHP'nin ülkeye yaşattığı felaketin, milletin sırtına bindirdiği yükün, Türk ekonomisine ödettiği ilave faturanın büyüklüğünü varın siz hesaplayın. Yargının hesap sorarken parti ayrımı yapmadığından da emin olabilirsiniz. Milletin emanetini devraldığımız 1994'den beri bu konuda daima tavizsiz bir duruş sergiledik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Bir defa şunun çok net bilinmesini isterim: Her kim milletin kesesine, devletin kasasına el uzatıyorsa, Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den beridir. Her kim rüşvet alıyorsa, haksız kazanç sağlıyorsa, Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den ve bu davadan beridir. AK Parti'nin, CHP'yi sarmaşık gibi saran rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla işi olmaz, bunlarla işi olanla da işi asla olmaz. Bizim için her zaman öncelikli olan milletimizin hakkıdır, emanetidir; yetimin, öksüzün, fakir fukaranın hakkının olduğu beytülmalin korunmasıdır. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayız.'
28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın sonuna doğru yaklaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek iç siyaset gerek dış gelişmeler bağlamında oldukça yoğun geçen bir takvimi yavaş yavaş tamamladıklarını aktardı. AK Parti milletvekillerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekillerinin 1 Ekim'den bu yana gece gündüz demeden millete hizmet için çalıştığını belirtti.