İstanbul'un iki ikonik tren garı yeniden hayat buluyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Demiryolları arasında 15 Ağustos 2024'te imzalanan protokol kapsamında başlatılan çalışmalarla, İstanbul'un iki ikonik tren garı yeniden hayat buluyor. İstanbul'un tarihî belleğinde önemli bir yere sahip olan Haydarpaşa ve Sirkeci Gar Sahaları sadece mimari olarak değil, kültürel ve toplumsal miras olarak da bütüncül bir yaklaşımla korunarak şehre kazandırılıyor.

Kahramanmaraş, 09 Ekim 2025-

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Haydarpaşa ve Sirkeci Gar Sahaları Proje Lansmanı'nda yaptığı konuşmada, bu alanların korunması ve yeniden işlevlendirilmesi sürecinde son derece titiz ve hassas bir yol izlendiğini belirtti. Ersoy, 'Tarihi ve kültürel varlıklarımız konusunda attığımız her adım, uzman görüşleri ile bilimsel test ve analizler ışığında atılıyor.' dedi.

II. Abdülhamid'in mirası geleceğe taşınıyor

Ersoy, Sirkeci ve Haydarpaşa Garlarının 1870'lerin başından bu yana yazılan çok özel bir tarihin iki ana karakteri olduğunu belirterek, bu yapıların Sultan II. Abdülhamid'in mirası ve bizlere emaneti olduğunu vurguladı. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ulaşım hizmetlerinde kilit rol oynayan bu iki istasyonun, sayısız toplumsal olayın ve insan hayatına dair nice yaşanmışlıkların şahitliğini yapmış olarak çoktan bir asrı geride bıraktıklarını ifade etti.

Haydarpaşa ve Sirkeci Gar sahalarına yönelik projelerle, bu köklü geçmişe sahip çıkarken aynı zamanda geleceğe ilham verecek kamusal alanlar oluşturduklarını söyleyen Ersoy, meknların özünü ve özgünlüğünü koruyarak yarınlara taşındığını; kültür ve sanat aracılığıyla ise İstanbul'un en önemli hafıza meknlarının, dolayısıyla toplumsal belleğin güçlendirildiğini belirtti.

Haydarpaşa çökme noktasındaydı

Bakan Ersoy, bakanlık olarak son 7 yılda ikonik olarak adlandırılan tarihi yapılarda önemli restorasyon ve ihya çalışması yürüttüklerini belirterek şöyle konuştu: 'İstanbul'da Galata Kulesi ve Kız Kulesi bu çalışmalarımızın başında geliyor. Her iki yapıya ilk adım attığımız anda bizi önemli bir sorun karşıladı. Sonradan yapılan eklemeler, yanlış uygulamalar sonrasında binaların statik yükünün arttığını, adeta yıkılma tehlikesinde olduklarını tespit ettik. Özellikle Kız Kulesi'nin neredeyse çökme noktasına geldiğini gördük. Bu alanda çalışmaya başladığımız anda gördük ki, ne yazık ki aynı durum içinde bulunduğumuz Haydarpaşa Gar binası ve çevresinde de yaşanıyordu. Bulunduğumuz bu bölge, dolgu bir alan. Binanın güçlendirilmesi için de zamanında ahşap kazıklar kullanılmış. Proje çizimlerinden anladığımız kadarıyla Haydarpaşa Gar Binası, bin kadar ahşap kazık üzerine inşa edilmiş. Alanda ilk yaptığımız işlerden biri, jeoradarla zemin etüdü oldu. O çalışma sonrasında, bine yakın ahşap kazıktan yalnızca iki yüz tanesinin günümüze ulaşabildiğini gördük. Bu nedenle ilk olarak günümüz teknolojisiyle alanın zemin güçlendirme çalışmalarını yaptık.'

Bize emanet edilmiş iki muazzam kültür varlığı

Bakan Ersoy, Rumeli ile Anadolu-Bağdat Demiryolları kapsamında inşa edilen Haydarpaşa ve Sirkeci Garları'nın, tarihimizin en önemli simgelerinden olduğunu vurgulayarak, bu iki büyük kültür varlığını sadece yapılarıyla değil, şehrin endüstriyel mirasını da kapsayan bütüncül bir anlayışla koruyarak titiz ve hassas bir süreç yürüttüklerini söyledi.

Projenin, müzecilik, kütüphanecilik ve kültür-sanat faaliyetleriyle İstanbul'un iki tarihî kalbini yeniden yaşamın içine katmayı amaçladığını dile getiren Ersoy, 'Bunlar bize emanet edilmiş iki muazzam kültür varlığı. Böyle değerlendiriyor, işimizi bu farkındalıkla yürütüyoruz. Yani bu proje her şeyden önce bu iki tarihi yapıyı demiryolu taşımacılığı sürerken bütüncül bir koruma çalışmasıyla geleceğe taşımaktır.' ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme