700 yıllık yazma eserler İstanbul'da bir araya geldi
Şeb-i Arus etkinlikleri çerçevesinde, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığınca hazırlanan 'Mana ve Nakış: Müzehhep Mesneviler Sergisi' İstanbul Rami Kütüphanesi'nde ziyarete açıldı.
Açılış töreninde konuşan Ersoy, 'Bu kadar özel ve çok sayıda Mesnevî nüshasının yer aldığı bir sergi şimdiye kadar gerçekleştirilmemiştir. Bu çerçevede Mana ve Nakış: Müzehhep Mesneviler Sergisi'nin dünyada bir ilk olduğunu söylemekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum.' dedi.
70 cilt mesnevî ilk kez bir arada
İslam medeniyetinin ilim, hikmet ve estetik anlayışını yüzyıllar boyunca birlikte geliştirdiğini anlatan Bakan Ersoy, bu kadim geleneğin en güçlü temsilcilerinden birinin Mevln Celleddîn-i Rûmî olduğunu ifade etti. Mevln'nın mutasavvıf, şair ve düşünür yönüyle yalnızca kendi çağında değil, günümüzde de dünya genelinde büyük ilgi gördüğünü belirten Ersoy, Mesnevî'nin İslam düşünce ve tasavvuf tarihinin temel kaynaklarından biri olarak kabul edildiğini ve farklı toplumlarda yankı bulan evrensel bir eser olduğunu dile getirdi.
Açılışı yapılan serginin, Hazreti Mevln'ya ve onun eserlerine duyulan sevgi ve saygının tarihî birer nişanesi olduğunu vurgulayan Ersoy, sergide yer alan her bir yazmanın, cildiyle, kğıdıyla, hattıyla ve vakfiyesiyle özel bir değere sahip olduğunun altını çizdi.
Mesnevî nüshalarının geçmişteki mücellitlerin, müzehhiplerin, hattatların ve müstensihlerin ustalığını ve sabrını ortaya koyduğunu sözlerine ekleyen Ersoy, bu eserlerin aynı zamanda İslam kitap sanatlarının incelikli estetik seviyesini yansıttığını da kaydetti.
Sergide bir araya getirilen yazmaların, İslam medeniyetinin asırlardır ilme ve sanata verdiği değerin en somut örneklerini oluşturduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, farklı dönemlerde ve çeşitli coğrafyalarda hazırlanmış olmalarına rağmen bu eserlerin ortak bir özeni yansıttığını ifade etti.
Her bir yazmanın kendi döneminin anlayışını taşıdığını belirten Ersoy, bu durumun Mesnevî'nin yalnızca bir eser değil, yüzyıllar boyunca korunmuş ve değer verilmiş bir 'kültürel miras' olduğuna işaret etti. Ersoy, sergide yer alan her nüshanın kültürümüzün hafızasında önemli bir yere sahip köklü bir geleneği temsil ettiğini söyledi.