• Haberler
  • Diğer
  • 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor

12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyaretinin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kahramanmaraş, 21 Temmuz 2025-

Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katılarak, Kıbrıs Türklerinin coşkusunu ve sevincini bir kez daha paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükler çerçevesinde 51 yıl önce gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın, "Enosis" hayalini suya düşürdüğünü belirtti.

Kıbrıs Türkleri bizim canımızdan bir parçadır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"KKTC'de kurulu iki siyasi parti, Yeni Kıbrıs ve Birleşik Kıbrıs Partisinin yöneticileri, Rumların 1958'de Türkleri katlettikleri olayların yıl dönümünde Güney Kıbrıs'ta Rum Yönetimi liderini ziyaret ettiler. Birleşmiş Milletler denetiminde nüfus sayımı yapılmasını, ekim seçimlerine uluslararası gözlemci getirilmesini, Türkiye'nin uluslararası kurumlara şikayet edilmesini istediler. Bu ziyareti nasıl karşıladınız? Rum Yönetimi Lideri, AB dönem başkanlığında sizi Güney'e davet edeceğini söyledi. Böyle bir davet gelirse katılmayı düşünür müsünüz?" sorusuna Erdoğan, "Benim Güney'e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC'yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, çok olumlu bir adım attı

"Suriye'de gelinen nokta itibarıyla her ne kadar bir kırılganlık olsa da bir ateşkes sağlandı. Bunda Türkiye'nin çok ciddi katkılarının olduğunu biliyoruz. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, bu katkılarından ötürü Türkiye'ye teşekkür etti. Bu süreçte neler oldu? Türkiye bu süreçte inisiyatif yürütürken neler yaşandı? Bir de bundan sonrasına dönük beklentileriniz nelerdir?" sorusu üzerine Erdoğan, "Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, orada dik bir duruş sergilemiştir. Şu ana kadar herhangi bir tavizi de söz konusu değil." ifadelerini kullandı.

İsrail'in bu istikrar projesini bozmasını dünyaya iyi anlatmak gerekiyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye meselesinde aslında son derece yapıcı bir atmosfer oluştuğuna dikkati çekerek, "Bütün bir araya gelemeyecek aktörler, Suriye konusunda bir araya gelirken İsrail'in bu istikrar projesini bozmasını dünyaya iyi anlatmak gerekiyor." dedi.

Türkiye'nin bunu anlattığını vurgulayan Erdoğan, "Amerikalılar özellikle bu meseleyi biraz daha sahiplenmeleri gerektiğini anlıyorlar. Temel sorun tarafların birbiri arasında çatışma olması. Ama daha da büyük stratejik sorun, bu çatışmayı bahane ederek İsrail'in bölgeyi işgale kalkması. Zaten İsrail, bildiğiniz gibi bölgede istikrar olmasını istemiyor. Bütünleşik bir Suriye'nin kendisi için iyi olmayacağını düşünüyor ve bu türden provokasyonlara devam ediyor." diye konuştu.

Terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye hedefiyle çıkılan yolda ilk ciddi adım atıldı. Silahlar yakıldı. Bunun devamı gelecek mi? Nasıl gelecek? Terörsüz Türkiye sürecinde işler yolunda gidiyor mu? Bir de örgütün Suriye kolu PYD sürecin içine girme konusunda biraz direniyor mu? Bu konudaki düşünceniz nedir?" sorusuna ilişkin ise Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için adımlar atmayı sürdürdüklerini belirtti.

Bu nihai hedef doğrultusunda ilerlemeye devam ettiklerinin, sürecin provokasyonlardan etkilenmemesi için de son derece dikkatli olduklarının altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörsüz Türkiye hedefimizi sekteye uğratacak tüm sabotajlara ve yapılara karşı teyakkuz halindeyiz. Biliyorsunuz silah bırakma başladı. İlgili arkadaşlarımız gerekli takibi yapıyor ve temasları sağlıyor. Komisyon konusunda da görüşmeler, bildiğim kadarıyla, nihai aşamaya geldi. Yakında Meclis zemininde ilerlemenin yaşandığına şahitlik edeceksiniz. Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız. Hedefimize ulaşmak için ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve sonuçta nereye varacağımızı çok net bir biçimde biliyoruz. Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha attığımız bu adımın doğruluğunu ortaya koyuyor. Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli. YPG'nin duruşu her an, her türlü değişkenliğe uğrayabilir. Bu yaklaşımın bunların uzantısı olan SDG bakımından nasıl yansıyacağı da önemli.

İçimizdeki meseleleri de biz es geçemeyiz

Bir gazetecinin, "İç cephe vurgunuz, Terörsüz Türkiye hedefiniz ve Kudüs ittifakı çağrınız, Türkiye'nin yeni yol haritasının ana eksenleri olarak öne çıkıyor. Bu üç başlık hem iç siyaset hem dış siyasette ülkemize nasıl bir yön çizecek? Türkiye'nin kalkınmasında ne gibi sosyokültürel katkılar sağlayacak? sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz, bölgemiz ve dünya için örnek teşkil edilecek bir model ortaya koyduk. Çevremizde yanan savaş ateşlerine rağmen her şartta huzur ve istikrarı önceliyoruz. Dışarıda böylesine aktif bir politika izlerken içimizdeki meseleleri de biz es geçemeyiz. İç cephesi güçlü Türkiye, hem sosyal hem ekonomik kalkınmasını hızlandıracak. Daha önce de söyledim, terör belasının ülkemize maliyeti 2 trilyon doları aşıyor. Artık bu kaynaklar daha verimli, ekonomik açıdan daha katma değerli yatırımlara harcanacak. İşçiye, emekliye, memura, sanayiciye, tüccara çiftçiye gidecek. Böylelikle terörün zemin bulmasını engelleyecek, ekonomik kaynaklarımızı terörle mücadeleye değil, üretim ve teknolojiye inşallah kaydıracağız ve bu alandaki gayretlerimizi de önemle devam ettiriyoruz. Yapacağımız altyapı yatırımlarıyla durmaksızın yola devam edeceğiz."

12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Liselere Geçiş Sistemi (LGS) birincileri tartışması sürecine tanık olduk ve bu durum imam hatip liselerine yönelik kasıtlı bir saldırı olarak algılandı. Muhalefetin, özellikle imam hatip liselerini sıkça hedef almasının arkasında size göre ne yatıyor?" sorusuna şu yanıtı verdi: "İmam hatip okullarının akademik başarıları, özellikle fen ve sosyal bilimler alanında giderek artıyor. Bu durum da bazı kesimleri rahatsız etmiş görünüyor. Günlerdir yürütülen ahlaksız iftira kampanyasının tek bir açıklaması vardır, o da imam hatip düşmanlığıdır. Hakikaten yenilir yutulur bir şey değil. Bir insan bu kadar pişkince yalan söyleyemez. LGS'de bu kadar başarı sağlamış olan bu yavrulara niye hakaret ediyorsun? Şu anda Kartal Anadolu İmam Hatip'te, diğer imam hatiplerde bu kadar başarı grafiği yüksek olan bu yavruları, sen nasıl olur da böyle fotoğraf kareleriyle kalkıp hedef gösterirsin? Çok büyük bir terbiyesizlik. LGS'deki başarı grafiğinin herhangi bir yolsuzlukla izah edilmesi mümkün değil. Sağdan soldan destek verilmiş, şu olmuş, bu olmuş, hepsi yalan, hepsi bühtan.

Yavrular, bileklerinin hakkıyla, zihinlerinin hakkıyla neticeyi elde etmiş olan çocuklarımız… Ama bakıyorsunuz, daha 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor. Bakın bizim, 'toksik siyaset' derken kastımız tam olarak buydu. Çamur at izi kalsın anlayışı ile siyaset yapılmaz, yapılsa da buna siyaset denmez. Rabb'im annelerine, babalarına ve milletimize bağışlasın."

Sınav güvenliği konusunu son derece hassas bir şekilde ele aldıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin, sınav güvenliği konusunda ne kadar başarılı olduğunu cümle alem bilir. Eğer bunların zerre kadar haysiyetleri varsa, tek yapmaları gereken çıkıp sosyal medyadan linç ettirdikleri o masum çocuklardan ve ailelerinden açıkça özür dilemeleridir. Yoksa bunlar müfteri olarak anılmaya devam edecektir." dedi.

Bakmadan Geçme

Gazetecin - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!