Ender Küçük

Bayraktar

Ender Küçük

Bir adam düşünün ki ülkesi için var gücüyle çalışmış, hayat mesaisini çoğunu ülkesi için harcamış.

Bir adam düşünün ki Baykar'ın üretim sahasına M. Kemal Atatürk 'ün sözü "İstikbal Göklerdedir" yazısını astırmış.

Bir adam düşünün ki Ergenekon, Balyoz kumpaslarında görülen davaların hiç birinde komutanları yalnız bırakmamış. 

Bir adam düşünün ki Rahmetli Erbakan Hoca' nın en yakınındaki isim olmuş. 

Bir adam düşünün ki yapmış olduğu İHA ve Siha’larla dünya savaş tarihinde tankların bir demir yığını olduğunu Suriye'de, Karabağ'da ilan etmiş. 

Bir adam düşünün ki balıkçı bir babanın zafer nidaları olmuş. 

Bir adam düşünün ki PKK denen paravan örgütü inlerinde yaşamaya mahkûm etmiş.

Evet, bir adam düşünün!

Elinize şapkanızı alın, saygıyla o adamı anın.

Bu ülke için her kim bir çivi çaktıysa, bu ülkenin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasında her kim bir tuğla koyduysa Allah onlardan razı olsun.

Büyük adamsın Özdemir BAYRAKTAR!

RUHUN ŞAD OLSUN.
............................

Son günlerin sıcak konusu "Siyasi Cinayetler"

SİYASİ tasarım, kutuplaştırma ve ötekileştirme adına bu ülkede birçok siyasi cinayetler işlendi. Önce algı oluşturuldu sonra algı kaygıya, kaygı telaşa evirildi.

Yalnız siyasi cinayetlerin hünerli tarafı vardır.

"Tetiği çektiren asla bulunmaz." Bilinir ama bulunmaz. 

Faili bellidir lakin bir meçhullük hali sirayet eder düşüncelere.

Yalnız bu haberlere dikkat edin, eğer Fetöcü yazarların ABD'den yaptığı YouTube haberlerine göz attığınızda da aynı ifadelerin kullanıldığını görürsünüz. Plan yapanlar kimse siyasilere söyleyenler aynı kişilerdir.

Demek ki, muhalefet liderlerine karşı bir planları olsa gerek.

Ya da ben durumu daha farklı okuyorum.

"Yani bizlere suikast yapılacak, dikkatli olalım" mesajı mı verilmek isteniyor.

Mesela siyasi cinayetlerin en büyüğü tartışılmaz Muhsin Başkan'ın ölüme terk edildiği o andır. O gün ne yazık ki o sınavı başarıyla geçemedik. Tıpkı ASELSAN mühendislerinin birer birer şehit edilmesinde olduğu gibi. Ne tuhaf bir ülkede yaşıyoruz değil mi? Aslında tuhaflık konumdan kaynaklanıyor. Ülkemiz, dünyanın kalbi bir mekan. Her dış gücün bir gizli ajandasının olduğu, parayla satın alınmış nice hainler yaşadığı bir ülke. Bazen diyorum ki, kutuplarda bir ülke olsaydık, bu fırıldak dünya siyaseti içinde olur muyduk?

Mesela BİDEN bizimle bu kadar alakalı olabilir miydi?

Selahattin Demirtaş, Osman Kavala dünyanın umurunda olur muydu?

Ya da kutuplarda yaşasaydık, Ülkü Ocakları gibi vatansever yurttaşların olduğu sivil toplum örgütü Amerika tarafından terörist ilan edilir miydi?

Aslına bakılırsa bizler siyasi cinayetlerden öte itibar suikastını uğruyoruz, belki çoğumuzun bundan haberi bile yok.

Konjonktür gereği hala düşman olarak kendi kendimizi görüyoruz ama bu kirli senaryoyu yok edecek tek güç yine birbirimiziz. 

Bu ülkenin insanını asla sokağa çekemeyeceksiniz.

Varlık ölür, devlet hep baki kalır. 

.................................

Son dönemde artan petrol fiyatları sosyal medya ve gerçek hayatın en önemli konusu.

Her kalemin başkahramanı hiç kuşkusuz enerji. Enerjiye zam gelmeye görsün, ekonominin her alanında bunun yansımalarını görüyoruz.

Peki, bu sadece ülkemizde yaşanan bir sorun mu? Yoksa küresel ölçekli bir karşılığı var mı?

PARİS İKLİM ANLAŞMASI'NIN bir tezahürü mü?

Elindeki petrolün ciğerinde patlayacağını gören küresel patronların oyunu mu?

Büyük bir ihtimalle dünyanın tercihini elektrikli araçlardan yana kullanmasının, bize kesilen cezası.

Onlar her ihtimalle kazanan, sistemin ağaları.

Karşılarında bir sorun olarak gördükleri ulus devletleri hizaya getirme politikalarını çoktan uygulamaya koydular.

İngiltere 'de bile yakıt kuyrukları oluşuyorsa, durumun hiç de iyi olmadığı apaçık ortada.

Daha düne kadar varil fiyatı 20 dolar olan petrolün, gelecek yıllarda 150 dolar bandına yaklaşacağını söyleyenlerin hiç de az olmadığını görüyoruz.

Peki, ne olacak şimdi?

Fabrikaları kapatalım mı?

Köylere yeniden dönelim mi?

Aklımda deli sorular.

Galiba ezberden "KAHROLSUN Sermaye!" demek daha kolaydı.

İşte şimdi işin mutfağındayız.

Sınavımız büyük ve onlara inat az tüketip, çok çalışacağız.

Bu toplum buğday çorbasıyla vatanını kurtarmış. İnanıyoruz ki, bu günleri de atlatacağız. 

Bir başka yazımda görüşmek üzere...

Maske/Mesafe/Hijyen

Yazarın Diğer Yazıları