Niyazi Kara

Zaman ve umut

Niyazi Kara

Dar alanlarda yaşadığımız şu günlerde hareketlerimizin azalmasının aksine zamanın daha bir hızlandığını hissediyorum. Aylar var ki tan vaktinin girişini görmediğim gün yok gibi. Ardından birkaç saatlik uykudan sonra üzerimize vazife olan işimin hazırlığını da tamamlamış olarak masamın başındayım. Zamanı dakika dakika sayma zorunluluğuna tabi olmam bile (böyle durumlarda geçmek bilmediğinden yakınırız) akışın hızını düşürmemektedir. Aslında farkındayım, benimki bir yanılsamadan ibarettir. Zamanla ilgili bu algı değişikliği konusunda epeyce psikolojik araştırmalar yapılmıştır.

İnsanoğlunun geçmiş ve bugünü kayıt altına almak, yarınlarını planlamak adına ilk yaptığı icatlardan biri zamanın bugün bildiğimiz bölümlerine ayırmış olmasıdır. Oysa bu, zamanın bütünlüğüne dokunamamış sadece evrensel ortak kabul bir yanılgıyı sessizce onaylamamızı sağlamıştır. 

Arkeolojik kazılar, bilimsel laboratuvar çalışmaları insanlığın ömrünün binlerce dünyanın ömrünün milyonlarca yıl olduğunu söylüyor. Yüzyıllarca önce yazılmış ve günümüze ulaşmış eserleri okurken düşünmeden edemiyorum. Tespit edilen ömürler bugünün insanından farklı değil. Zamanın -bize göre- uzunluğunu düşününce ortalama bir ömrün ne kadar kısa olduğunun farkına varıyorsunuz. Dudaklarınızdan şu cümle dökülüveriyor:

”Ömür andan ibarettir.”    

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesi ile  “Yekpare, geniş bir anın/Parçalanmaz akışında.” İnsan, zamanın içinde yaşar. İnsanlığı varoluştan kıyamete taşıyan bir trende yolcuların, ne binmesi zamanın yükünü artırır ne de inmesi o yükü azaltır. Ezel ve ebed noktasında havsalanın dışına çıkan bu kavram karşısında bir bakıma yanıp sönen yıldızlara benzer insan hayatı. Kimsenin yıldızının ışığına engel olmadan yaşamak belki de zamanın üzerimizdeki hak davasında berat etmemizi sağlayacak en büyük savunma olacaktır. 

Zaman ilahi kudretin tecellilerinden biridir. Kaynağından vazifeyle içinde rahmet, merhamet ve umut taşımaktadır. Kendisinde ân ile ifade edilebilecek, insan için uzunca bir ömrün meşakkatlerine dayanabilmemiz için yine her an tazelenen bir başka güzelliği hediye getirmiştir. İşte o umuttur. En büyük hediyesidir. 

Ömür boylu boyunca bir umut yolculuğudur. Öyle ki, can ile nasiplenip dünyaya misafir olan insan dönüş yolculuğu sonunda ilahi affa mazhar olup geldiği yere geri döneceğinin umudunu ölümden sonrasına da taşır. 

Yaşamak umut etmektir ve umut her iki cihanda da vardır. 

Umudunuz daim olsun.

Muhabbetle...

Yazarın Diğer Yazıları