Niyazi Kara

Unutmak

Niyazi Kara

Yıllar önceydi. Bir önceki derste verilmiş ödevlere bakıyordum. Defterin biri kendi çizgileri dışında tertemiz duruyor önümde. “Unuttum hocam!”  

Unutmaktan bahsedeceğim yazıya “yıllar önce” diye başladığımı fark edince ben de gülümsedim. Kendi kendime “Bak, unutmamışsın.” dedim. 

Öğrencim, bir tepki cümlesi bekliyordu. Pencereden bahçedeki ardıçlara gözüm takıldı. Ondan ona uçuşan serçelerin sesi bize kadar geliyordu. Bir şey söylemeliydim. Beklenen cümle malumunuzdur. “Nasıl unutursun, ne demek unuttum?” Öyle olmadı. Ardıçlar ve serçeler bana başka bir şey söyledi. Biraz da mahcup öğrencimle göz teması sağlayınca, “Unutmak insana has bir durumdur evlat. Sen hiç, insan dışındaki bir varlığa ‘neden unuttun?’ denildiğini duydun mu?” 

O an yüzündeki ifadeyi anlatmak güç. “Söz hocam, yarın sizi bulacağım.” Sevinç ve şaşkınlığın gelgitleri arasında düşünce baloncuklarının tepesinden yukarı şişmeye başladığını görmek hiç de zor değildi. Yarın olunca geldi. Teşekkür ettim. Aslında öğretenin kendisi olduğunu aklına bile getirmediğinden eminim. Anlayışın, hâl diliyle özrün kabulünün sonrasında sevgiyle bakan o gözlerin hissettirdikleri onlarca sayfa ödevden daha önemliydi. 

“Bir insanı unutabilirsin. Bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin ama o insanın sana neler hissettirdiğini asla unutamazsın.” Sigmund Freud.

Hayatınıza girip çıkan insanlar, okuduğunuz kitaplar, izlediğiniz filmler, dinlediğiniz şarkılar, türküler… Bir düşünün bakalım sizin his dünyanızda iz bırakanların dışında ne kalmış hafızanızda? Hatta çoklarının bıraktığı hisler dururken adlarını unutmuşuz belki de. Tek yönlü anlaşılmasın lütfen. İyi hissetmek kadar kötü hissetmek de kalıcıdır hafızada. Mesela, henüz, yıl iki bine gelmeden okuduğum bir kitaptan sonra televizyon haberlerine olan inancım değişti. Ne mi hissettim? Kandırıldığımı. Hâlâ da sorgulayarak bakarım. 

Unutmak; Allah’ın, kullarına en güzel hediyelerinden biridir. Yoksa, her yaşadığımız olayın ilk an gibi hafızada durduğunu bir an düşünün. Kaç gün dayanabiliriz delirmeden? 

Aslında yapılacak daha güzel bir şey var.

Mademki unutacağız ve unutulacağız öyleyse –mümkün olduğunca- hiç kimsenin bizim üzerimizden kötü hissetmesine fırsat vermemek. Birileri sizi hatırlamak için hafızasını zorluyorsa, bu, güzel bir hissetmenin gereği olsun. 

İnsan; kendine değer vereni, anlam katanı, kıymetli hissettireni, varlığına saygı göstereni, yargılamadan dinleyebileni, şahsına verilmiş sözü yerine getireni, huzuruna katkı sağlayanı unutmaz. Her biri hislerle örülmüş kalın sicimlerle bağlanmıştır derinlerde. 

Tabi ki tersi de mümkün! Tercih senin.

Öyle değil mi İbrahim?

Muhabbetle... 
 

Yazarın Diğer Yazıları