Şule Kirişci

Karar vermek

Şule Kirişci

Her sabah yeni gelen günün aydınlığıyla gözlerimi açtığımda, yine bir yığın karar vermem gereken durumlar olduğunun farkına varıyorum ve gülümsüyorum. Gülümsüyorum! Çünkü karar vereceğim bir şeylerin olması benim için hayatın devam ettiğinin göstergelerinden bir tanesi…

Sabahları yaptığım rutinleri cepte sayıyorum ve kahvaltıya ne hazırlayacağıma karar veriyorum, ne giyeceğime karar veriyorum, bu gün hangi işleri bitireceğime karar veriyorum, arkadaşımla kaçta kahve içebileceğime karar veriyorum, akşama yemek ne yapılacağına karar veriyorum vs. Uzayıp giden kocaman bir liste…  Bu cümleler her ne kadar kısa gibi gözüküyor olsa da bir insanın yaşam süresini düşünürsek bir hayli zaman aldığını hesaplayabiliriz.

Karar kelimesi sözlüklerde, bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı olarak geçmektedir. Burada kırmızı kalemle işaretlediğim nokta, verdiğimiz bütün kararların bir düşünme süresi sonunda oluşmasıdır.

İnsan bazen içinden geldiği gibi bazı zamanlarda ise ince eleyip sık dokuyarak belli düşünme aşamasından sonra verebildiği zor kararlar vardır. Küçük günlük kararlardan, hayatımızı etkileyecek büyük kararlara kadar pek çok seçenek arasından doğru tercihi yapmak, zaman zaman zorlayıcı bir süreç olabilir.

Bazen de olabildiğince anlık almamız gereken kararlar. Bir an bile düşünmeye fırsatınız yoktur. Anlık kararları alabilmek bir hayli zordur, sadece düşünme süreniz kısa olduğu için zamanınızdan çalmaz lakin sonuçları açısından insan kendini yüksek bir dağın karşısında buluverir.

Karar vermek, bazen risk almayı gerektirebilir. Her kararın belirsizlikler ve olası risklerle dolu olduğunu kabul etmeliyiz. Ancak, riskleri iyi analiz etmek ve olası sonuçları göz önünde bulundurmak, daha bilinçli kararlar almamızı sağlar. Risk almak, hayatta ilerlemek ve fırsatları değerlendirmek için gereklidir. Önemli olan, riskleri dikkatli bir şekilde değerlendirip, kontrollü bir şekilde hareket etmektir. 

Kimi zamanlarda ise farkında olarak ya da olmayarak etki altında kalarak karar veriyoruz. Kimi zaman bir olaydan kimi zaman bir resimden, sesten kimi zamanlarda okuduğumuz bir satırdan etkilenebiliyoruz. Karar verme sürecinde duygusal faktörlerin etkisi ötelenemeyecek kadar büyüktür. Duygusal tepkilerimiz ve kişisel önyargılarımız, objektif bir değerlendirme yapmamızı engelleyebilir. 

Siyasi kararlarımız yok mu? Onlarda var elbette hayatımızda zaman zaman ülkemiz adına, kendimizin ve çocuklarımızın geleceği adına oy kullanarak kararlarımızı belirtiyoruz! 

Kabul ediyorum öyle ya da böyle karar vermek, oldukça zor bir süreçtir.  Genel görüşe göre karar verdiğimizde, ilerlediğimiz süreç genelde şu şekilde oluyor. Hedefi ve hemen akabinde hedefin bizim için değerini belirlemek, ikinci olarak bu hedefe ulaşabilmek adına uygun seçenekleri belirlemek, bu seçenekleri analiz süzgecinden geçirerek, hedefimizi karşılayacak olasılıklara karar vermek. Seçenek tercihimizden sonra elde ettiğimiz tecrübeyi daha sonraki kararlarımızda kullanmak üzere kaydetmek.  Fakat bu süreci yazıya dökerken,  mantığım bunun uygun bir yöntem olduğunu söylese de aklım bunun gerçekte böyle olmadığını söylüyor. Duygularımız ve içgüdülerimiz zaman zaman bu sürecin işleyişini bozar. 

Karar vermek, hem bir yetenek hem de bir sorumluluktur. Peki, doğru kararlar almak için nelere dikkat etmeliyiz? 

Öncelikle karar vermek için gerekli bilgi ve bilinç düzeyini arttırmamız gerekmektedir. Kararlarımızı etkileyen unsurları ve sonuçlarını anlamak için araştırma yapmalı, farklı perspektifleri göz önünde bulundurmalıyız. Karar verme sürecinde bilgi toplama ve analiz etme aşamasına zaman ayırmalıyız. Karar verme sürecinde bilgi toplama ve analiz aşamasına zaman ayırmalıyız.  Bilgi sahibi olmadan verilen kararlar, çoğu zaman istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Yine bir diğer husus karar verirken, duygusal tepkilerimizi bir kenara bırakmalı ve mantıklı bir yaklaşım sergilemeliyiz. Bunu başarmak için de kendimize objektif sorular sormalı ve kararın uzun vadeli sonuçlarını değerlendirmek önemlidir.

Bizler ‘’Güneşi sağ elime, ay’ı sol elime verseniz dahi, davamdan vazgeçmem.’’ Diye kararlılığını ifade eden Hz. Muhammed (s.a.v) ümmetiyiz.

Hayatımızda her gün her an yaşadığımız bir süreçtir karar vermek ve özünde bizim ne istediğimizi bilmemizle ilgili. Aldığımız veya alacak olduğumuz yeni kararlarda ve aldığımız kararların güzel sonuçlarında buluşmak dileğiyle…
 

Yazarın Diğer Yazıları