Şule Kirişci

Enkaz haline gelen binalar

Şule Kirişci

Yaşadığımız afet çok büyük. Maddi- manevi kayıplarımıza baktığımızda bu deprem asrın felaketi olarak tarihteki yerini çoktan aldı. Bu durumda sayısal veri paylaşmak gelmiyor insanın içinden. Fakat bazı sonuçlar bu depremden ders alarak yol alabilmemiz için de gereklidir. 

Rönesans Rezidans, 600 Konutlar sitesi, Galeri apartmanı, Özkan apartmanı, Ebrar, Penta, Hamidiye siteleri. Kahramanmaraş merkezli depremle enkaza dönüşen ve bu haliyle hafızlara kazınan yapılardan sadece birkaçı…

6 Şubat gününe kadar Kahramanmaraş’a dair yazıp çizdiğimiz konular ne kadar da faklıydı. Depremle birlikte hepimizin hayatında çok şeyler değişti. Tıpkı memleketimin caddeleri gibi… Artık caddelerde kağıt misali katları birbirine geçen veya yan yatan binalar var. Enkazlar kaldırılsa bile bu resim hiç değişmeyecek.  

Depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’ta yıkılan bina sayısı yaklaşık 5 bin 300, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı bina sayısı toplamı ise 28 bin civarında. Bu sayılar sadece Kahramanmaraş için. Depremle yüzleşen diğer illeri de dahil ettiğimizde rakamlar korkutucu boyutta. 

Neden yıkıldı bu binalar dediğimizde ilk yanlış imar planında hatalı yer seçimiyle başlıyor. Devamında ki yanlışlar ise, yeterli zemin etütleri yapılmadan imara açılan araziler, denetim eksikliği, yapılaşma sırasında deprem şartlarına uyulmaması, rant elde etmek adına yoğunluk artışları, gereğinden fazla kat yapımına izin verilmesi ve tabi ki kaçak yapılara imar affı ile ruhsat verilmesi.  Üstüne üslük bizde yer genişletmek için kolon kesmek alışkanlık haline gelmiş durumda.  Konutların altı işyeri olarak kullanılınca, bu işyerlerinde geniş alan yaratmak isteyenler de keyfe keder “ ne olacak kesiverelim şu kolonları” derse binalarında topal ördeğe dönmesi kaçınılmaz olur. Sonuç ortada!

Peki bu felaketin ağır sonuçlarının sorumluları nerede?

Deprem bölgesinde inşaatları yıkılan müteahhitlere yönelik hukuki süreç başlatıldı. Yıkılan ya da imara aykırı değişiklik tespit edilen binalarla ilgili yürütülen soruşturmalarda 131 kişi tutuklandı. Fakat bir binanın inşası sırasında bir dizi işlem ve aşamaya gerek duyuluyor. Bu noktada müteahhit bu halkaları birleştiren kişi veya kuruluş. Bu nedenle uzmanlar inşaatın tüm sürecinde yer alan paydaşları da suçlu buluyorlar. Umuyoruz ki giden canların sorumluları sembolik cezalar verilerek arka kapıdan salıverilmez. 

Her konuda eğitimin şart olduğunun altını kırmızı kalemle çizerken ne hikmetse müteahhit olmak için 18 yaşını doldurmuş ve –sadece- ilkokul mezunu olmak yetiyormuş. Bu yetmezmiş gibi şöyle de bir çelişki var. Üniversite mezunu olup inşaatta çalışan işçi kadar bilgisi olmayanda yok değil. 

Hatırlayanlarınız vardır, Van depremi sonrasında Almanya’dan gelen röntgen cihazlarıyla ülke genelinde çürük binalar tespit edilerek yıkılacak idi. Sürekli ecekli/acaklı cümlelerle konuşa konuşa gelinen nokta, 11 ilde yıkılan on binlerce bina ve yok olan hayatlar… 

Depremde yıkılan binaların yanında iyi örnekler de var. Örneğin Hatay’ın 41 bin nüfuslu Erzin ilçesi. Hatay ağır kayıplar verirken Erzin’de ölen ya da yaralanan olmadı. Nedeni, yanlış imara müsaade edilmemesi.

Bir diğer iyi örnek Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesindeki Elbistan Devlet Hastanesi bu kayıplardan hiç etkilenmedi. Nedeni zemin ile bodrum arasına yerleştirilen Sismik izolatör Sistemi. Bu sistem sayesinde depremde yapının yeryüzü bağlantısı kesiliyor. Bu sistemin getirdiği ek maliyet ise sadece yüzde 5 gibi küçük bir oran.

İşi bilen uzmanların önerisine göre de, tıpkı motorlu taşıtlar düzenli araç muayenesi yapılıyorsa binalar içinde aynı şekilde periyodik muayeneler olmalı ve tapu işlemi sırasında, binanın depreme dayanıklılık raporunun talep edilmeli. 

Şimdi bu şehirlerin yeni baştan inşa edilmesi gerekecek ve önümüzde deprem ülkesi olan ülkemizde bundan sonrası için yapılması gerekenlerin yazılı olduğu uzunca bir liste mevcut.

Artık bir an önce kolları sıvayıp işe koyulma vaktidir…
 

Yazarın Diğer Yazıları