Sait Yolaçan

Suriyeli mülteci çocuk

Sait Yolaçan

Doğum yerim Maraş'a, yaz aylarında birkaç haftalığına gider, "sılayı rahim" yaparız... Akraba, tanıdık ziyaretleri ile "sılayı rahimin” güzel dinimiz İslâmdaki yerini/önemini bir kere daha idrak eder, yüce Rabbimize ihsan ettiği bu nimetten dolayı da şükrederiz...

2011 senesinden itibaren; Suriye'deki ceberrut/sosyalist hükûmetin zulmünden canlarını zor kurtaran Suriyeli Müslüman kardeşlerimizden, Türkiye'ye sığınanların büyük kısmı Güney ve Güneydoğu illerimize yerleşmişlerdi...

Bu kardeşlerimiz için, Türkiye'de Akparti iktidarının bulunması büyük bir şans olmuştur... Başından beri bu hükûmet, mülteciler için elinden gelen bütün hizmeti/fedakârlığı yaptı ve yapmaya devam ediyor...

İslâm tarihinde, Mekkeli müşriklerin zulmünden kaçarak, Medine’ye ilk hicret sevgili peygamberimiz Muhammed aleyhisselam ve refakatçı hazret-i Ebûbekir "Radiyallahü anh" efendilerimiz tarafından olmuş ve bu hicret "Hicri Takvimin" de başlangıcı olmuştur...

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan bir hitabetlerinde, Suriyeli mültecilere Medineli "Ensar-ı kiram" bakış açısıyla yaklaştıklarını ifade etmişlerdi...

Elbette bu mülteciler içinde de, her toplulukta olduğu gibi farklı zihniyette, ahlâkta insanlar olabilir... Önemli olan bunun nisbeti(oranı)dir... Yani, hüküm çoğunluğa göre verilir...

Geçmişte bir Maraş seyahatimde, câmide karşılaştığım bir kaç Suriyeli ile müsefaha etmiştim... Arapça konuşmalarının dışında hiçbir farklılığımız yoktu...Halep'ten getirttikleri meşhur tatlılarından da ikram ettiler...Kısmet işte; nerden nereye...

Bu arada eski bir tanıdığı da ziyaretimiz olmuştu... Daha önce İhlas müessesine yakın biri iken, F. Gülen'e yöneldiği bilgisini almıştım... Ziyaretimiz esnasında, bürosuna 10 yaşları civarında bir çocuk girdi... Dilendiği anlaşılıyordu...

Gittiğimiz şahıs çocuğu kolundan tuttuğu gibi dışarı attı... O kadar sinirlendi ki, biz de bir mâna veremedik... Tabiî ki, biz misafirlere karşı da büyük bir nezaketsizlikti... Çirkin bulduğumuz hareketini kendince şöyle savundu: "Bunlar Suriyeli... Başımızın belası... Hükûmet bu adamlara kol kanat geriyor... Milletin parasını bu piçlere harcıyor...Defolup gitsinler...Ne işleri var burada..!" gibi çok ağza alınmayacak şeyler söyledi...

Takdir edersiniz ki; bir daha bu kafadaki bir kimse ile bütün bağımızı koparmıştık... Halbuki çok eski bir tanışıktı...
 

Yazarın Diğer Yazıları