Gülşah Keklik

Araf

Gülşah Keklik

               Yarın yaşayacağım her şeyden bihaber, tuttuğum yoldan bir o kadar uzak ve yalnız kalabilirim. Aksine en hoş anlarımdan birine ışık tutuyormuşçasına coşkuya doymuş olabilirim. Kendimi unutmuş, hayattan bezmiş ve de onu önemsemiyor görünebilirim. Yine yazmak isteyebilir, kelime bulmakta zorluk çektiğimi fark ettiğim an bütün cümlelerimi yarıda kesebilirim. Tüm aksiliklerine rağmen kalbimin, sevebilirim. Tertemiz sevgilere layık güzel kalplerle tanışabilir, hayatın akışını bir süre değiştirebilirim.

 

                 Zevk almak ister insan yaşamdan, yaşamaktan. Yorulurken dahi mutluluk duymak aynı vakitte. Gün bitimini iple çeker. Her sorusuna cevap almış olmanın rahatlığına ermeyi ihmal etmez. Zerafeti ve sadeliğiyle tüm dikkatleri üzerinde toplamayı da çok iyi bilir. Aslında her şeyden haberi vardır kişinin. İşine geldiği gibi davranabilir. Bazense uçar gider cümleler. Yarım kalır anlatacakları, boynu bükük kalır tüm ezberinin. Geniş bir caddenin tam ortasında çarpması muhtemel bir aracı bekler gibidir insan. Araçlar ki geliyor dizi dizi. Ne olduğunu anlamaz öyle bir anda. Bir tanesi sıyırıp geçince kendine gelir insan. Kuvvetli sarsıntıların dahi beceremediği güçle hizaya gelir. Hizaya gelir sözler. Akıl öğrenir, bildiğini dile döker bu kez. Kimi memnun kalır kimi çeker gider, içinde bir milyon karmaşasıyla.

 

                Hayaller kurar insan yaşamı boyunca. Ardından gitme telaşı başlar sonra. Gerçekleşen hayaller eskiyi özletir. Bazen durur, dönmez dünya. Ne olduğunu bilmediği tatsız bir düzenin içinde buluverir kendini. Haybeden sanar tüm bildiklerini. Garip bir hayata başlar sonra, ne getireceği bilinmeyen. Bilinmez de zaten. Ha varsın ha yoksun bu evrende. Bildiklerinin içinde, bilemediklerinin dışında, çok dışında bir hayat sürmek mümkün. Kalıp bir başına düşünmek de. Ya da savaşların ortasındadır insan. Akla mantığa zıt düşeni düşünür bu kez. Cevaplar bulmaya çalışır sorularına, en doğru yorumları yürüterek.

 

                  Ne yerde ne göktedir insan. Sınırlarını zorlayana dek saçmalar bazen. Cümleler kurar yerli yersiz. Algılaması güç, başıboştur o cümleler. Konuşturup durur aklına estikçe. Aşktan yana kurulmuş olanları ise pek fena. İnandırıcılığı çok az ve samimiyetsiz gelir böylesinin. Düşüncesiz ve telaşsız bir sürü şeye açar kucağını. Ne yapacağını bilmeden sallanır, dolanır. Yönsüzleşir, gücünü kaybeder zamanla. Olur olmaz hallenir, huysuzlaşır. Umut ettiklerinden kırılır kanatları. Hükmedemez olur elinin altındakilere. Anı kollayamaz. Heves ettiklerinden yana eksilir, hep bir adım fazlasını istedikçe geriye kaçmak ister ayakları.

 

                 Hiçbir zaman sevemeyebilirim. Soğudukça uzaklaşabilir kalbim, hak etmediğini düşünen sevmelerden. Eskimiş hayatlar, yıpranmaya yüz tutmuş canlar, uğruna terk edilmiş alışkanlıklar... Hiçbir anlamı olmayabilir beynimden geçirdiklerimin. Her şeyden ve herkesten vazgeçebilirim. Kalabilirim tek başıma arafta. Ne sevmiş ne sevmemişim, ne gülmüş ne ağlamışım bilmeden. Uzakta, çok uzakta. Evren denen çemberin hayli dışında.

Yazarın Diğer Yazıları