Ahmet Sandal

Seçime doğru, biz neyin mücadelesini veriyoruz?

Ahmet Sandal

Biz neyin mücadelesini veriyoruz? Esas soru bu. 

Seçim olsa da olmasa da “biz bu hayatta neyin mücadelesini veriyoruz?”

Soru bu. Soru basit değil. Zaten bu soruda, sorunun içinde soru var. Biz dediğimizde kimler anlaşılıyor. Mücadele derken neyi kastediyoruz?

Hemen soruyu değil de sorunun içindeki soruları cevaplayalım. 

Biz dediğimizde Hazreti Adem’den bu yana iki oğlu arasında meydana gelen ayrımda, yani masum, mazlum Habil ile zalim, haksız Kabil arasında meydana gelen mücadelede Habil safında, Habil tarafında yer alan Bizleri kastediyorum.

Mücadele derken Hak için, Hak davada verdiğimiz mücadeleyi kastediyorum.

İşte bu noktada hareket ederek “niyet hayır, akıbet hayır” diye yola çıktık. 

Yolculuğumuz ezelden ebede, doğumdan ölüme kadar devam edecektir. 

Şimdi bu yolculukta çok kritik bir vakte ulaştık. Evet, bu yolculuğumuzda çok mühim bir seçim arefesine (öncesine) ulaştık. Elhamdülillah. 

Evet, heyecan ve umut en zirvede. Birkaç gün sonra Ülkemizde gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için hepimiz heyecanlı ve hepimiz umutluyuz. 

Ben şahsi olarak hep heyecanlı ve hep umutlu olduğum gibi hep de dualı oldum. 

Ülkemizin tarihteki gibi büyük ve ihtişamlı bir Devlet ile, sanki bir Osmanlı, sanki bir Selçuklu gibi yoluna devam edeceği noktasında her daim heyecan ve umut duydum. Bunun için her an Yüce Rabbime dua ettim. İnşallah dileklerim kabul olacak, içim dışım sevinç ve neşe ile dolacak ve her türlü dert bizden uzak olacaktır.

Heyecan, umut ve dualarım elbette benim için, ailem için, ehlim için, neslim için ve tüm sevdiklerim ile birlikte Millet ve Ümmet içindir. Yani Habil tarafında olanlar içindir tüm dualarımız ve çalışmalarımız.

Biz derken oldukça büyük bir mübarek (kutlu) cemiyet için, bir masum insan topluluğu için ve bir mazlum (ezilenler, müstazaflar) kitle için dua ediyoruz. Yani Habil safında olanlar için dua ediyoruz.

“Mübarek cemiyet, masum topluluk ve mazlum kitle” derken kastım Hazreti Adem’in (as) oğlu Habil tarafında yer alanlardır.

İşte dualarım Habil safında ve Hakkın tarafında yer tutmuşlar içindir.

Dualarım inşallah kabul olur. 

Elbette dua iki şekilde Yüce Rabbimize arz edilir.

Birincisi işte böyle sözle ve kalpten istemekle olur. 

İkincisi de bizzat çalışmak ve mücadele etmekle olur.

Biz, elhamdülillah, hem dua ediyoruz.  Hem mücadele ediyoruz. 

İşte bir seçim öncesi, 14 Mayıs 2023 günü gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin hayrımıza ve lehine sonuçlanması için dua ettik.

Bu hususta bu mücadeleyi seçime doğru gerçekleştirdik ve elbette aynı mücadeleyi seçimden sonra da sürdüreceğiz inşallah. 

Evet, seçime doğru (ve hatta seçimden sonra) neyin mücadelesini verdiğimizi şu beş madde ile açıklıyorum.

Gündem seçim olsa da bizim mücadelemiz seçim ve sonrası içindir. 

Evet, ezelden ebede neyin mücadelesini verdiğimizi inşallah beş (5) madde halinde sıralayalım:

Biz neyin mücadelesini veriyoruz?

1- Biz, ittihat ve terakki zihniyetinin, vesayet rejiminin, tüm inançlara baskıcı yapının, faşizan sistemin ve hepsinin toplamı olan “antidemokratik kafaların” bir daha bu Ülkede asla imkan ve iktidar bulmaması için mücadele veriyoruz. 

2- Biz, bu Ülkede 1950'den sonra “despot kafalara” karşı halkın teveccüh ettiği "demokrat ve hürriyetçi görüşün" mücadelesini veriyoruz.

1950'den sonra peyderpey gelişmelerle ve nesilden nesile mücadelerimizle kafalar ıskat edilmektedir.

3- Biz, bu Ülkede ve bu coğrafyada Osmanlı'nın Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu'da barış ve esenliği sağlayıp Anadolu'yu huzur ve güvende  tutmasını örnek alarak tarihteki gibi uzun soluklu ve güçlü bir Ülke olmak için mücadele veriyoruz. 

4- Biz, bu Ülkede ve bu coğrafyada "ezan dinmesin ve bayrak inmesin" maksadıyla ezelden ebede Müslüman Türkiye için mücadele veriyoruz. 

5- Biz, bu Ülkede ve bu coğrafyada "masumların, mazlumların ve tüm güçsüzlerin sesi" olmak için ve herkesin huzur ve refahı için mücadele veriyoruz. 

Evet, durum anlaşılmıştır sanırım. 

Şu şunu yaptı, iktidarın yanlışı şu, muhalefetin vaadi şu hiçbirisi umurumda değil.

Bu hususta ve bizim bu beş bakımdan gerçekleştirdiğimiz mücadelede Hazreti Allah'ın (cc) yardımı bizimledir. 

Elbette Allah kimin yanındaysa galip gelecek taraf odur. 

Hazreti Yusuf’u, Hazreti Musa’yı ve Sevgili Peygamber Efendimizi (asm) içinde bulundukları zor durumdan ve hâl bilmez, anlayışsız güruhun arasından zafere ve galibiyete ulaştıran Yüce Rabbim bizlere de galibiyet nasip edecektir.

Yazıma iki ayet-i kerime ve bir hadis-i şerif’i hatırlatarak son veriyorum.

“Mısır halkından olup onu satın alan kişi, karısına, buna izzetle muamele et, umarım ki bize faydası dokunur, yahut da onu evlat ediniriz demişti. İşte Yusuf'u, Mısır'da böylece yerleştirdik de ona rüya yormasını öğrettik ve Allah, yaptığı işte üstündür daima, fakat insanların çoğu, bunu bilmez.” (Yusuf Suresi, 21)

“Sizde bulunanlar tükenip gider, ama Allah’ın katındakiler kalıcıdır. Asla kuşkunuz olmasın ki, güçlüklere göğüs gerenlerin ecirlerini, yapmış olduklarının daha da güzeliyle vereceğiz.” (Nahl Suresi, 96)

“Müminin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar.” (Hadis-i Şerif)

Vesselam. 

Yazarın Diğer Yazıları