• Haberler
  • Ekonomi
  • Dünya Odalar Federasyonu Başkanı Hisarcıklıoğlu, 'DTÖ reforme edilmeli'

Dünya Odalar Federasyonu Başkanı Hisarcıklıoğlu, 'DTÖ reforme edilmeli'

Dünya Odalar Federasyonu (WCF) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel ticaret, işletmeleri ve özellikle KOBİ'leri tehdit eden korumacılığın yükselişinden büyük endişe duyduklarını belirterek, 'Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz ki küresel ticaret adil ve rekabetçi kalabilsin.' dedi.

Dünya Odalar Federasyonunun "İklim Değişikliği İçin İşbirlikçi Yaklaşım" ana temasıyla düzenlenen Avrupa ve Asya Zirvesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un katılımıyla İstanbul'da başladı.

TOBB'un ev sahipliğinde uluslararası iş dünyasının temsilcilerini bir araya getiren ve 62 ülkeden 800'den fazla iş insanının katılımıyla düzenlenen zirvenin açılışında konuşan WCF ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, İstanbul'un kıtaları birbirine bağlayan dünyanın en önemli iş merkezlerinden olduğunu söyledi.

Şehrin Avrupa ve Asya Zirvesi için mükemmel bir yer olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Yeni seçilen Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve TOBB Başkanı olarak bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak benim için bir ayrıcalıktır." diye konuştu.

ICC'nin ticaret ve iş dünyası aracılığıyla ülkeler arasında köprüler kurarak barış ve refahı sağladığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Orta Doğu ve Ukrayna'daki çatışmalar gibi artan gerilimlerle karşı karşıya olduğumuz bir dünyada, iş dünyasının istikrarı teşvik etmedeki rolünü unutmamalıyız. Bu bölgelerdeki iş dünyası ile dayanışma içinde olmalıyız. Filistin'deki insanlık dramının sona ermesi ve bölgemizde, Ukrayna'da ve Orta Doğu'da barışın bir an önce sağlanması en büyük temennimizdir." ifadelerini kullandı.

Serbest ve adil ticaret ICC ve WCF için önemli öncelik

M. Rifat Hisarcıklıoğlu, serbest ve adil ticaretin ICC ve WCF için önemli öncelik olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel ticaret ve işletmeleri, özellikle de KOBİ'leri tehdit eden korumacılığın yükselişinden büyük endişe duyuyoruz. Özellikle teknoloji alanındaki son korumacı eğilimler, küresel ticaret için riskler oluşturuyor. ICC, uzun süredir Dünya Ticaret Örgütü'nü küresel ticaret kurallarının temeli olarak desteklemektedir. DTÖ'nün reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz ki küresel ticaret adil ve rekabetçi kalabilsin. Dünya ticaretinin yüzde 75'i DTÖ kurallarına dayanıyor ve bu kurallar istikrar ve öngörülebilirlik sağlıyor. 21. yüzyılın zorluklarını karşılayacak şekilde bu kuralları korumak ve geliştirmek için birlikte çalışmalıyız. İş dünyası, bu değişiklikleri destekleme konusunda aktif bir rol üstlenmelidir."

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de oda ağının dünyanın en güçlülerinden olduğunu belirterek, TOBB'a ve Türkiye'deki oda ve borsaların başarılarına ilişkin bilgiler verdi.

Birlikte, küresel sorunlara çözüm bulmada büyük fark yaratabiliriz 

WCF ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bugün gerçekleştirilen zirvenin 62 ülkeden 800'den fazla katılımcıyı, odalar, hükümetler ve işletmelerden oluşan geniş bir ağı bir araya getirdiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu: "Birlikte, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi küresel sorunlara çözüm bulmada büyük fark yaratabiliriz. Ticaret ve sanayi odaları, özel sektör, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar arasında bir bağlantı noktasıdır. Güçlü kamu-özel sektör ortaklıklarıyla zamanımızın en önemli sorunlarına çözümler üretebiliriz. Kadınlar bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Anlamlı iklim eylemleri için kadınların katılımı hayati öneme sahiptir. Çalışmalar, Kadınların Siyasi Güçlenme Endeksi'ndeki bir birimlik artışın karbon emisyonlarında yüzde 12'lik düşüş sağladığını gösteriyor. Bu, kadın liderliğinin ne kadar etkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Kadınların daha fazla yer aldığı ulusal parlamentolar, daha güçlü iklim politikaları geçirerek çevresel açıdan daha iyi sonuçlar elde etmektedir."

Hisarcıklıoğlu, kadınların doğal kaynak yönetimi ve koruma çabalarının ön saflarında yer aldığını kaydederek, kadın girişimcileri desteklemenin daha sürdürülebilir işletmeler, daha yeşil ve adil bir gelecek yaratılması anlamına geleceğini söyledi.

Daha temiz, yeşil ve doğayla daha uyumlu bir iş döngüsü kurmalıyız

M. Rifat Hisarcıklıoğlu, zirvenin "İklim Değişikliği İçin İşbirlikçi Yaklaşım" ana temasıyla düzenlendiğine işaret ederek, "İleriye dönük olarak bu zirve sadece bir başlangıçtır. COP29 (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı) Kasım 2024'te Azerbaycan'da gerçekleştirilecek. Bugünkü zirvemiz de bu büyük çabanın bir parçasıdır. Bugünkü tartışmalarımız ve fikirlerimiz, bu küresel hedeflere katkıda bulunacaktır." şeklinde konuştu.

Dünya Odalar Federasyonunun çatısı altında gerçek bir değişimi yönlendirebileceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Sürdürülebilir kalkınmayı taahhüt edelim, ortaklıklarımızı güçlendirelim ve iklim eylemi ile iş başarısının birlikte çalıştığı bir küresel ekonomi inşa edelim. Gelecek bizim elimizde. Yaşayacak sadece bir dünyamız var. Bu nedenle daha temiz, daha yeşil ve doğayla daha uyumlu bir yaşam ve iş döngüsü kurmalıyız." ifadelerini kullandı.

İklim krizi büyük sorun

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise yaptığı konuşmada, "İklim krizi artık, tüm üretim ve tüketim sistemini dönüştüren, tedarik zincirinde yaşattığı kopmalarla gıdaya, temiz suya, ihtiyaç maddelerine erişimi zorlaştıran, ticaret ve sanayideki alışılagelmiş kuralları kökten değiştiren bir sorundur." dedi.

Kurum, Rixos Tersane İstanbul Otel'de, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Odalar Federasyonunun (WCF) Avrupa ve Asya Zirvesi'ne katıldı.

Zirvenin sektörler, Türkiye ve dünya için hayırlara vesile olmasını dileyen Kurum, salonu dolduran herkesin iklim konusunda hassasiyet ve müktesebat sahibi olduğunu söyledi.

Kurum, yine de ortak ev olan dünyayı kasıp kavuran iklim kriziyle gelen temel sorunları tekrar ifade etmekte fayda gördüğünü dile getirdi.

Gezegenin hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altında olduğunu aktaran Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü: "İklim kriziyle gelen riskler, geçmiş dönemlere göre her geçen gün daha da çeşitlenmektedir. İnsanoğlu yeni bir yıkımla, yeni bir varoluş sorunuyla karşı karşıyadır. İşte Bosna Hersek ve Brezilya'da yaşanan sel felaketleri, can kayıpları yanında, milyonlarca dolarlık kayba da yol açmıştır. ABD'de on milyarlarca dolar hasara yol açması beklenen Milton Kasırgası, sorunun büyüklüğünü gösteren bir başka acı örnektir. İklim krizi artık, tüm üretim ve tüketim sistemini dönüştüren, tedarik zincirinde yaşattığı kopmalarla gıdaya, temiz suya, ihtiyaç maddelerine erişimi zorlaştıran, ticaret ve sanayideki alışılagelmiş kuralları kökten değiştiren bir sorundur."

Türkiye krizleri izleyen bir ülke olmamıştır

Kurum, Akdeniz Havzası'nda yer alan Türkiye'nin de her geçen gün iklim krizinin olumsuz etkilerini daha fazla hissettiğini ve ülkenin her yerinde, sel, yangın, kuraklık gibi afetler yaşandığını belirtti.

Kastamonu, Sinop, Bartın, Rize, Giresun ve Trabzon'daki sellerde, Antalya, Muğla ve son olarak İzmir'deki yangınlarda ve birçok afette canların kaybedildiğini aktaran Kurum, "Türkiye ne kendi yaşadığı bu acılarda ne de diğer ülkelerin zor günlerinde hiçbir zaman krizleri izleyen bir ülke olmamıştır. İnsanlığı bekleyen tehlikelerde, başını kuma gömenlerden, sorunları görmezden gelenlerden olmamıştır. İklim politikalarını belirlerken açıklık, şeffaflık, katılımcı bir anlayış benimsedik." diye konuştu.

Bakan Kurum, 2022 yılındaki İklim Şurası ile tüm paydaşları bir araya getirdiklerinin altını çizerek, bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, kamu kurum, kuruluşları ve özel sektörle yeni bir yol haritası çizdiklerini ifade etti.

Burada alınan kararlar doğrultusunda, Ulusal Katkı Beyanı ve İklim Kanunu, uzun dönem stratejileri, azaltım ve uyum stratejilerine bir altlık oluşturduklarını dile getiren Kurum, "Özellikle şirketlerimize büyük önem verdik. Çünkü özel sektör ham madde demektir, üretim demektir, tüketim demektir. Her üretim ve tüketim süreci de iklimi doğrudan etkilemektedir. Örneğin, sera gazları çoğunlukla enerji üretiminden kaynaklanır. Çimento, demir çelik gibi fosil yakıtların kullanıldığı sektörler doğrudan iklimle ilişkilidir. Tarımdan kaynaklanan emisyonlar gıda politikalarımızı etkiler. Ormanlarımızın kullanımı, yutak alanlarının arttırılması açısından iklim siyasetimizde önemli bir yer tutar." değerlendirmesinde bulundu.

Özel sektör de yeşil ekonomiye geçiş için finansman sağlamalı

Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Philippe Varin de ICC'nin 170'ten fazla ülkeden 45 milyondan fazla işletmeyi temsil ettiğini belirterek, odanın faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi.

İklim değişikliğine ilişkin işbirliği içerisinde mücadele etmeleri gerektiğini vurgulayan Varin, "Tarihte öyle bir noktadayız ki yapacağımız veya yapmayacağımız şeylerin gelecekte büyük anlamı olacak. COP29 en önemli iklim zirvesi olacak. Konferansın somut sonuçlar doğurması için ciddi şekilde çalışıyoruz." diye konuştu.

Varin, yeşil dönüşüm ve karbon nötr ekonomiye geçiş için finansman konusunun çok önemli olduğunu kaydederek, finansman noktasında hükümetler ve devletler kadar özel sektörün de devrede olması gerektiğinin altını çizdi.

Bankaların yeşil projelere yatırım yapması gerektiğini dile getiren Varin, iklim değişikliğiyle mücadele noktasında COP30 için şimdiden Brezilya'daki yetkililerle çalışmaya başladıklarını anlattı.

Varin, zirvede burada 800 katılımcı bulunduğunu kaydederek, "ICC One Click'in global lansmanını burada yapıyoruz. Öyle bir portal ki her şeyi burada yapıyorsunuz. Özellikle küçük şirketlerin ICC kurallarına, araçlarına ve hizmetlerine erişimine yardımcı oluyor. One Click küçük şirketlere adım adım bir rehber sağlayacak, bütün içeriğimizi onlara vereceğiz. Yeter ki uluslararası ticaret haritasına yerlerini alsınlar." şeklinde konuştu.

ICC Genel Sekreteri John W.H. Denton da dünyanın net sıfır emisyona ulaşması için daha çok çalışması gerektiğini belirterek, bu zirvenin iklim değişikliğiyle mücadeleye, barışa ve refaha katkı sunması temennisinde bulundu.

Zirve hakkında

Dünya Odalar Federasyonunun Avrupa ve Asya Zirvesi'nde, tüm dünyada iş dünyasının temsilcisi olan odalar, 24 Ekim'de Rio de Janeiro'da yapılacak B20 Zirvesi ve 11 Kasım'da Bakü'de başlayacak COP29 Zirvesi öncesinde iklim değişikliğiyle ilgili görüşlerine son şeklini verecek.

Toplantıda, net sıfır emisyona doğru yol haritası, iklim teknolojileri ve inovasyon ile iklim değişikliğinin finansmanı konuları tartışılacak. Ayrıca Dünya Odalar Federasyonu bünyesinde faaliyete geçen Kadın Ağı'nın ilk zirvesi gerçekleştirilecek.

Etkinlikte "Net Sıfıra Geçişi Hızlandırma Küresel İşbirliğinin Geliştirilmesi", "Küresel Ekonomik Dönüşümü ve Değişimi Sürdürmede Odaların Rolü", "Sürdürülebilir Kalkınma İçin Teknoloji Kullanımı ve Döngüsel Ekonomi" ile "İklim Finansmanın İyileştirilmesi ve Tedarik Zincirlerini Karbonsuzlaştırma" başlıklarında paneller düzenlenmesi planlanıyor.

Kadınların odalardaki liderlik rollerinde karşılaştıkları zorluklar ve fırsatların inceleneceği "Oda Temsilinde Kadınlar" temalı WCF Kadın Konsey Toplantısı'nın etkinlik kapsamında yapılması bekleniyor.

Zirve kapsamında Türkiye'nin tanıtımı için sosyal etkinlikler de gerçekleştirilecek.
 

Bakmadan Geçme

Gazetecin - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!