• Haberler
  • Kültür
  • Danimarka, kaçak eserlerin iadesi için Türkiye'nin çağrısına cevap verdi

Danimarka, kaçak eserlerin iadesi için Türkiye'nin çağrısına cevap verdi

Burdur'daki Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykeline ait bronz baş, Danimarka'nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesinden ait olduğu topraklara dönmeye hazırlanıyor.

Kahramanmaraş 26 Kasım-

1960’lı yıllarda Boubon Antik Kentinin maruz kaldığı yoğun kaçak kazı faaliyetleri kültürel mirasımıza büyük zarar vermiştir. Bu süreçte pek çok eser, sahte belgeler ve köken bilgileriyle İsviçre üzerinden ya da doğrudan ABD’ye kaçırılmış ve müzeler ile koleksiyoncular tarafından satın alınmıştır.

2021 yılından itibaren, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi ile Manhattan Bölge Savcılığı arasında yürütülen iş birliği sayesinde birçok Boubon kökenli eser ülkemize iade edilmiştir. Lucius Verus, Septimius Severus, Genç İmparator ve Giyimli Kadın heykellerinin yanı sıra İmparator Caracalla’ya atfedilen iki büst ve dönemin önemli şahsiyetlerine ait beş baş ile bir bronz kadın büstü Türkiye’ye yeniden kazandırılmıştır.

Bu iadeler, sunulan belgeler, görgü tanığı ifadeleri ve adli kriminolojik çalışmalar sayesinde gerçekleştirilmiştir.

Septimius Severus’a Ait Heykel Başı Yakında Türkiye’de

Boubon Antik Kenti’nde yasa dışı kazılarla elde edilip yurtdışına çıkarıldığı anlaşılan Septimius Severus heykel başı, en az 55 yıl sonra ülkesine dönüyor. 1970 yılında söz konusu eser, sanat simsarı Robert Hecht Jr. tarafından Danimarka’daki Glyptotek Müzesine satılmıştır. Hecht, 1960’lı yıllarda Türkiye kökenli eserlerin yasa dışı ticareti nedeniyle ülkemizde “persona non grata” (istenmeyen kişi) ilan edilmiş ve yasadışı ağının ortaya çıkarılması, 1995 yılında İtalya’daki bir araba kazasında ele geçirilen fotoğraflarla başlamıştır. Fotoğrafların ardından yapılan aramalarda bulunan örgüt şeması, Hecht’in faaliyetlerini kanıtlamış ve kendisi 2004 yılında 10 yıl hapis ve 10 milyon Euro para cezasına çarptırılmıştır. Hecht, 2012 yılında hayatını kaybetmiştir.

1979 yılında Septimius Severus’a ait baş, henüz ülkemiz dışında bulunan gövde ile Glyptotek Müzesinde birleştirilmiş ve Prof. Dr. Jale İnan tarafından yerinde incelenmiştir. Boubon kökenli eserlerin iadesine yıllar önce yaptığı bilimsel çalışmalarla katkıda bulunan Prof. Dr. İnan’ın yayınları, kriminolojik verilerle birlikte iade dosyasında yer almıştır.

Diplomatik ve etik yollarla çözülen süreç

Kopenhag Türkiye Büyükelçisi Hakan Tekin’in, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile koordinasyon içinde yürüttüğü müzakereler sonucunda Glyptotek Müzesi, sunulan deliller ve kendi bilimsel incelemeleri doğrultusunda eseri etik nedenlerle Türkiye’ye iade etmeyi kabul etmiştir. Bu süreç, tamamen barışçıl ve diplomatik yollarla çözümlenmiş, adli bir vaka haline dönüşmeden sonuçlanmıştır. Müzenin bu yaklaşımı, ICOM’un benimsediği güncel müzecilik ilkeleriyle son derece uyumludur ve diğer kurumlar için de bir örnek teşkil etmesi beklenmektedir.

Tek bir eserle sınırlı olmayan etik yaklaşım

Müzenin etik duruşu yalnızca bu eserle sınırlı kalmamış, Türkiye’nin sunduğu kanıt ve belgeler doğrultusunda 1960’lı yıllarda kaçak kazılarla çıkarılan Düver kökenli bezemeli pişmiş toprak levhaların da iadesine karar verilmiştir. Pisidia Bölgesi’nin kültürünü anlamamız için büyük önem taşıyan bu eserler, Glyptotek yetkilileri tarafından koleksiyona Robert Hecht tarafından kazandırıldıkları açıklanmıştır. Türkiye 2022 yılında Amerika Birleşik Devletlerinden Düver kökenli bir eserin iadesini sağlamıştı. NY Carlsberg Glyptotek yönetiminin iade kararıyla Düver parçaları ait oldukları topraklarda tekrar bir araya gelecekler.

Bakmadan Geçme

Gazetecin - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!